12/30/2015

İhtiyaçlar İçin Okunan Etkili Dua İhtiyaç Duası

  Hiç yorum yok
İhtiyaçlar İçin Okunan Etkili Dua İhtiyaç Duası
İhtiyaçları Gidermek İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili İhtiyaç Duası

Gerek maddi ihtiyaç, gerekse manevi ihtiyaç hayatımızda olmazsa olmayanlardandır. Kiminin acil paraya ihtiyacı için, kiminin manevi yönden karşılanmasını istediği ihtiyaçları, kiminin sağlığı konusunda karşılanması gereken ihtiyaçları, kiminin eğitimi konusunda karşılanması gereken ihtiyaçları ve daha bunlara benzer birçok ihtiyaçlar sıralanabilir.
Ancak uzmanlar istenenlerin helal olması gerektiği konusunda ortak fikirdelerdir. (Piyangodan para çıksın) gibi ihtiyaç tamamen haram olur bu nedenle helal olacak istekler için dua edilmelidir diye önermektedirler.
Herhangi bir şeye ihtiyacı olan bu ihtiyacını elde etmesi için okunması tavsiye edilen dua, Allah'ın Esmalarından El-Mukît ismidir. Allah'ın El-Mukît ismini usulünce okunması durumunda istenen ihtiyaçların elde edileceğini uzmanlar özellikle belirtmişlerdir. El-Mukît ismini usulüne uygun olarak sayısınca, gününde ve saatinde zikredilmesi gerekmektedir.

El-Mukît isminin sayı değeri nedir? El-Mukît ismi hangi günler okunur? El-Mukît ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

Elde Var Olanları Muhafaza İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Elde Var Olanları Muhafaza İçin Okunan Etkili Dua
Elde Bulunanları Korumak Muhafaza Etmeye Tesirli Dua

Tesirli Etkili Koruma Duası

Zaman zaman elimize geçen nimetleri korumak muhafaza etmek için büyük çaba göstermemize rağmen, bazı olumsuzluklar veya bazı yaşananlar sonrası elde var olanları kaybetme tehlikesiyle başbaşa kalınır.
Uzmanlar elimizde bulunan var olanları korumamız veya muhafaza edebilmemiz için büyük tesiri olduğu söylenen Allah'ın esmalarından Er-Rakîb ismini okumamız gerektiğini söylemişlerdir.
Elimizde bulunan bir şeyi muhafaza etmek için Allah'ın Er-Rakîb ismini usulüne uygun olarak zikredilmesi gerektiğini, Er-Rakîb isminin sayı değerinde, Er-Rakîb okunması gereken gününde, Er-Rakîb ismi okunması gereken saatte zikredilmesini tavsiye etmektedirler.
Er-Rakîb ismini usulüne uygun olarak okuyan zikreden kişi elinde bulunan birşeyi muhafaza eder.

Er-Rakîb isminin sayı değeri nedir? Er-Rakîb ismi hangi günler okunur? Er-Rakîb ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/29/2015

Fırsat Fırsatları Değerlendirmek İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Fırsat Fırsatları Değerlendirmek İçin Okunan Etkili Dua
Çıkan Fırsatları Değerlendirme İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Önümüze Çıkmış Fırsatı İyi Kullanmak İçin Dua

Birçoğumuzun eline zaman zaman değerlemdirilmesi gereken fırsatlar çıkabilir. Bazen bu fırsatları ya en iyi şekilde değerlendiririz, yada gelen fırsatı kaçırırız.
Uzman kişiler gelen fırsatları en iyi şekilde değerlendirme için okumayı tavsiye ettikleri dua, Allah'ın isimlerinden olan El-Muiyd ismidir.
El-Muiyd esma'sını belli sayıda, belli gününde,belli saatinde usulüne uygun olarak okunması durumunda bir insanın eline geçen fırsatı iyi değerlendirebilmede El-Muiyd esmasının etkili olacağını söylemişlerdir.
El-Muiyd isminin sayı değeri nedir? El-Muiyd ismi hangi günler okunur? El-Muiyd ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

Arapça Anlamı Güzel Ü Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebekler İçin İsim

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel Ü Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebekler İçin İsim
En Güzel Mana ve Anlamlı Ü Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebeklere İsimler

Başı Ü Olan Kız Bebekler İçin Arapça Kökenli Hangi İsimler Var Mana ve Anlamı Nedir?
ÜBABE: Şiddetli, taşkın sel suyu.
ÜBEYDE: Köle, kölecik, kul.
ÜKSÜM: Çayırı, çimeni çok güzel bahçe.
ÜLFER: Büyük su, ırmak.
ÜLFET: Alışma, kaynaşma, Görüşme, konuşma, Dostluk, arkadaşlık.
ÜNAN: İnleme, nalan.
ÜNSA: Kadın, kız, nisa.
ÜMMİYE: Anneye ait, anneyle ilgili.
ÜMMÜHAN: Hükümdar anası.
ÜMNİYE: Umut, İstek, arzu, Niyet.
ÜNSİYYE: Alışmış, sokulgan, Arkadaş, dost.
ÜNZİLE: Gönderilmiş, indirilmiş, inzal olunmuş.

Ü Harfli Anlamı Güzel Yeni Doğan Erkek Bebeler İçin Arapça İsim

  Hiç yorum yok
Ü Harfli Anlamı Güzel Yeni Doğan Erkek Bebeler İçin Arapça İsim
Yeni Doğan Erkek Bebek İçin Ü Harfli Arapça İsim Mana ve Anlamı

Başı Ü Harfi Olan Erkek Bebekler İçin Arapça Kökenli Hangi İsimler Var Mana ve Anlamı Nedir?
ÜBAB: Şiddetli, taşkın sel suyu.
ÜBEY: Sahabedendir. Übey b. Kab.
ÜBEYDULLAH: Allahın kulu.
ÜBEYD: Köle, kölecik, kul.
ÜBHET: Büyüklük, ululuk.
ÜLFER: Büyük su, ırmak.
ÜMERA: Beyler, emirler.
ÜNAN: İnleme, nalan.
ÜMMET: Bir peygambere inananların hepsi. İslam dinine bağlı olanların hepsine verilen ad.
ÜNZİL: Gönderilmiş, indirilmiş, inzal olunmuş.
ÜNSİ: Alışmış, sokulgan, Arkadaş, dost.
ÜSTAM: Altın veya gümüşten yapılmış at eyeri, Emin, güvenilir.
ÜVEYS: İsteyen, arzu eden.
ÜZEYİR: Kuran-ı Kerimde adı geçen, peygamber olup olmadığı konusunda ihtilaflı görüşler bulunan kişi. Tevbe suresi Kuran'da yer alır.

12/26/2015

Arapça Anlamı Güzel U Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebekler İçin İsim

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel U Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebekler İçin İsim
En Güzel Mana ve Anlamlı U Harfli Başlayan Yeni Doğan Kız Bebeklere İsimler

Başı U Olan Kız Bebekler İçin Arapça Kökenli Hangi İsimler Var Mana ve Anlamı Nedir?
UBEYDE: Küçük köle, kölecik. Ashabın kullandığı isimlerdendir. Ubeyde b. el-Cerrah.
UKHUVAN: Papatya.
ULVİYE: Yüksek, yüce, manevi yapısı ön plana çıkabilen.
UMRAN: Bayındırlık, ma-murluk, Uygarlık, ilerleme, refah ve mutluluk.

U Harfli Anlamı Güzel Yeni Doğan Erkek Bebeler İçin Arapça İsim

  Hiç yorum yok
U Harfli Anlamı Güzel Yeni Doğan Erkek Bebeler İçin Arapça İsim
Yeni Doğan Erkek Bebek İçin U Harfli Arapça İsim Mana ve Anlamı

Başı U Harfi Olan Erkek Bebekler İçin Arapça Kökenli Hangi İsimler Var Mana ve Anlamı Nedir?
UBAB: Pek taşkın, coşkun, Delice akan sel.
UBEYD:  Küçük köle, kölecik. Ashabın kullandığı isimlerdendir. Ubeyde b. el Cerrah.
UBEYDULLAH: Allahın kulu.
UFKİ: Ufka ait, ufukla ilgili.
UFUK: Düz arazide ya da açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer, Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü, Çevre, dolay.
UHRA: Başka, diğer.
UKAB: Karakuş, kartal, tavşancıl kuşu, Hz. Muhammedin (s.a.s) (bayrak) sancaklarından birinin adı, Nesir burcu, kartal takım yıldızı.
UKBE: Ashabın meşhurlarından: Ukbe b. Nafı.
UKDE: Düğüm. Zor, karışık, iş, Bir gezegen yörüngesinin her iki ucu.
UKNUM: Asıl, temel, Hıristiyanlıktaki teslis inancını meydana getiren üç unsurdan her biri.
UKUL: Akıl, us.
ULA: Birinci, Şan ve şeref sahibi kimse.
ULVİ: Yüksek, yüce, manevi yapısı ön plana çıkabilen.
UMMAN: Ulu, büyük, engin deniz, okyanus.
UNSUR: Öğe, ilke, eleman.
URAZA: Hediye, armağan, Konuğa çıkarılan yiyecek.
URUÇ: Yukarı çıkma, yükselme, ağma.
URZA: Hedef, amaç.
UTARİD: Merkür.
UTBE: Meşhur sahabelerden bazılarının ismi.
UYUN: GözlPınarlar, kaynaklar.
UZLET: Bir kenara çekilip toplum yaşayışından ayrı kalma.
UZMA: Büyük, en büyük.

Arapça Anlamı Güzel Olan T Harfli Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel Olan T Harfli Yeni Doğan Kız İsimleri
T Harfle Başlayan En Güzel Manalı Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin T Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
TABİYE: Yerli yerine koyup hazırlama, düzenleme.
TACISER: Baş tacı, en çok sevilen, sayılan.
TAÇNUR: Işıktan nurdan taç.
TAHİRE: Temiz, pak, Türk musikisinde basit bir makam, Her türlü günah ve ayıptan arı olduğundan Rasulullah (s.a.s)a bu isim verilmiştir.
TAHİYYE: Allah ömür versin demek. Selam verme, hayır dua etmek, Mülk, malikiyyet.
TAHRİME: Namaza başlarken Allahu ekber deme.
TAKSİNE: Güzel bulma, beğenme. Aferin deme alkışlama.
TAHZİRE: Yeşil renk verme.
TAİBE: Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allahtan af dileyen, müslüman.
TAİFE: Bölük, takım, güruh, fırka. Kavim, kabile. Tayfa.
TAİRE: Uçan, uçucu.
TAKDİRE: Beğenme, değer verme, Allahın isteği, Allahın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi.
TAKRİNE: Beraber bulundurma, yaklaştırma.
TALİA: Tulu eden, öncü, Talih, şans, kısmet.
TALİBE: Talep eden arayan, isteyen; istekli, Alıcı müşteri, Medrese talebesi, talebe.
TALİHA: Şans, talih, kader.
TALİYE: Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. İkinci derecede olan, Kuran okuyan.
TARAB: Sevinç, şenlik.
TARAİF: Az bulunur, ince şeyler.
TARAVET: Güzellik, tazelik, genç.
TASVİR: Betimleme, Resim.
TAYBE: Medine-i Münevvere.
TAYF: Görüntü, Bileşik bir ışık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü.
TAYYİBE: İyi, hoş, güzel ala, Helal, çok temiz.
TAZİME: Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.
TEBESSÜM: Gülümseme.
TECELLA: Görünme, belirme, Kader, talih, Allahın lütfuna erişme.
TEHİYYE: Selam. Selam verme, Hayır dua etme. 3.. Beka, Mülk, malikiyyet.
TEKMİLE: Kemale erdirme. Bitirme, bitirilme, tamamlanma, tamamlama. Tam, eksiksizce, bütün, hep.
TEKRİME: Ululama, saygı gösterme.
TELMİYE: Parıldatma, renk renk yapma, Dizeleri başka başka dillerde olan koşuk, manzume yapma.
TELVİN: Renk verme, boyama.
TEMAŞA: Hoşlanarak bakma, seyretme, Gezme, gezi.
TEMDİHA: Çok övme.
TEMENNA: El ile selam verme, Dileme, istek, dilek.
TEMENNİ: Dileme, istek, dilek.
TEMİME: Nazar boncuğu, nazarlık.
TEMRE: Hurma.
TENZİLE: İndirme, aşağı düşürme. Azar azar Kuran'ı indirme.
TESLİYE: Teselli verme, avutma.
TESNİM: Cennet suyu, cennetteki ırmaklardan birinin adı.
TESRİYE: Sıkıntıyı, gamı, kederi yok etme.
TEŞERRU: Şeriata göre davranma.
TEŞERRÜF: Şereflenme, şeref bulma.
TEŞERRU: Şeriata göre davranma.
TEŞRİFE: Şereflendirme, onurlandırma.
TEVFİKA: Uydurma, uygun düşürme, Başarıya ulaştırma, Allahın yardımına kavuşma.
TEVHİDE: Birkaç şeyi bir araya getirme, Allahın birliğine inanma.
TEVİLE: Durum, biçim. Süs.
TEZEHHÜR: Çiçeklenme.
TIRAZ: İpek ve sırma ile işleme. Elbiselere nakışla yapılan süs, Üslup, tutulan yol, Döviz.
TİCAN: Taçlar.
TİHAME: Mekke-i Mükerreme.
TUBA: Kökü yukarıda, dallan aşağıda cennet ağacı, En güzel, en iyi, hoş, Baht, mutluluk, müjde, Efdal olan. Kuranda Rad suresi 29. ayette zikredilmiştir.
TUHFE: Armağan, hediye. Hoşa giden, güzel şey.
TULÜ: Doğma, doğuş.
TURRE: Alın saçı, kıvırcık, saç lülesi.

Başı T Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
Başı T Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe T Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

T Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
TABERİ: Büyük İslâm tarihçilerinden biri.
TAHSİR: Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme.
TAHSİN: Güzel bulma, beğenme. Aferin deme alkışlama.
TAHRİM: Haram kılma, kılınma, Kuran-ı Kerimin 66. sûresi.
TAFRA: Yukarıya sıçrama, atlama, Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranış, İlmiyyede rütbe, derece alma.
TACİ: Taçla ilgili.
TACEDDİN: Dinin tacı.
TAFTİN: Akıl erdirme, anlama, tefhim.
TAHA: Kuran-ı Kerim'de sure. Hz. Ömere müslüman olmadan önce okunan ilk sure. Hz. Ömer bu sureden etkilenmiş ve müslüman olmuştur.
TAHİR: Temiz, pak, Türk musikisinde basit bir makam, Her türlü günah ve ayıptan arı olduğundan Rasulullah (s.a.s)a bu isim verilmiştir.
TAHUR: Pek temiz, temizleyici.
TAHZİR: Yeşil renk verme.
TACİM: Noktalama, noktalatma.
TAİL: Fayda, yarar.
TAİF: Tavaf eden. Dönen, dolaşan.
TAİB: Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allahtan af dileyen, müslüman.
TAİR: Uçan, uçucu.
TAKİ: Günahtan haramdan kaçınan, dinine bağlı.
TAKAT: Güç, kuvvet.
TAKDİR: Beğenme, değer verme, Allahın isteği, Allahın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi.
TAKİYYUDDİN: Dinde muttaki, Allahtan hakkıyla korkan kişi.
TAKRİN: Beraber bulundurma, yaklaştırma.
TALİK: Güleryüzlü, Düzgün söz söyleyen.
TALİH: Şans, talih, kader.
TALİB: Talep eden arayan, isteyen, istekli, Alıcı müşteri, Medrese talebesi, talebe.
TAKVA: Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme.
TALAT: Yüz, çehre. Yüz güzelliği.
TALHA: Zamk ağacı, Talha b. Ubeydullah. İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir.
TAVİL: Uzun. Çok süren, Aruzda bir ölçek.
TARAB: Sevinç, şenlik.
TARHUN: Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki.
TÂRIK: Sabah yıldızı, zühre, venüs, yol. Tarık b. Ziyad (Öl. Şam 720): Berberi asıllı İslam komutanı. Cebeli Tarıkı geçip İspanyayı fethetti. İslam egemenliğini sağlayıp Endülüs İslam Devletinin kurulmasını sağladı.
TAYBE: Medine-i Münevvere.
TAYF: Görüntü, Bileşik bir ışık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü.
TAYFUR: Küçük bir kuş türü, Tayfuriye tarikatını kuran Beyazıd Bestami Ebu Zeyd Tayfurun adı.
TAYGAR: Uçan uçucu. Gaza dönüşen.
TAYI: Bir işi kendi isteğiyle yapan.
TAYYİB: İyi, hoş, güzel ala, Helal, çok temiz.
TAZİM: Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.
TEALİ: Yükselme, ululanma.
TECELLİ: Görünme, belirme, Kader, talih, Allahın lütfuna erişme.
TECMİL: Süs, tezyin.
TEFHİM: Anlatma, bildirme.
TENŞİT: Şenlendirme, keyiflendirme.
TEMİM: Nazar boncuğu, nazarlık, Beşinci Fatımî halifesi el-Azizin kardeşinin adı.
TEMCİT: Ululama, ağırlama, Sabah ezanından sonra okunan, Allahın ululuğunu anlatan dua.
TEKRİM: Ululama, saygı gösterme.
TEKMİL: Kemale erdirme. Bitirme, bitirilme, tamamlanma, tamamlama. Tam, eksiksizce, bütün, hep.
TEMDİH: Çok övme.
TENVİR: Aydınlatma, ışıklandırma.
TENZİL: İndirme, aşağı düşürme. Azar azar  indirme.
TİHAME: Mekke-i Mükerreme.
TEYMULLAH: Allaha hizmet eden, itaat eden.
TEYMİN: Uğurlu olsun demek.
TEVİL: Durum, biçim. Süs.
TEVHİD: Birkaç şeyi bir araya getirme, Allahın birliğine inanma.
TEVEKKÜL: Her şeyi Allaha bırakarak, yargıya boyun eğme.
TEŞCİ: Yüreklendirme.
TESRİR: Sevindirme, sevindirilme.
TESMİ: İşittirme, işittirilme, duyurma.
TERAKKİ: İlerleme, yükselme, gelişme.
TESMİN: Sekizleme, sekize çıkarma, Paha biçme, biçtirme.
TEŞERRÜF: Şereflenme, şeref bulma.
TEŞERRU: Şeriata göre davranma.
TEVFİK: Uydurma, uygun düşürme, Başarıya ulaştırma, Allahın yardımına kavuşma.
TEVHİDDİN: Dinin birliği, birleştiriciliği.
TIRAZ: İpek ve sırma ile işleme. Elbiselere nakışla yapılan süs, Üslup, tutulan yol, Döviz.
TİLAL: Tepeler.
TUHFE: Armağan, hediye. Hoşa giden, güzel şey.
TUFAN: Hz. Nuh zamanında Allahın kötülüğe sapmış insanları cezalandırmak için gönderdiği bütün dünyayı su ile kaplayan yağmur, Şiddetli yağmur ve sel.
TUFEYL: Asalak, parazit, Sığıntı. İsim olarak kullanılmaz.
TUTUHFE: Armağan, hediye. Hoşa giden, güzel şey.
TULÜ: Doğma, doğuş.
TÜRABI: Toprakla ilgili. Topraktan.

12/24/2015

Arapça Anlamı Güzel Ş Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel Ş Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri
En Güzel Manalı Ş Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin Ş Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
ŞAFAKNUR: Şafak aydınlığı.
ŞADUMAN: Sevinçli, neşeli, memnun.
ŞADİYE: Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı, Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen.
ŞAHADET: Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, Kelime-i şehadet, Açık, belirti, Şehit olma, şehidlik.
ŞAHİKA: Zirve, doruk, dağ tepesi.
ŞAHSINUR: Nurlu kişi, aydınlık kimse.
ŞAİKA: İstekli, hevesli, şevkli.
ŞAİRE: Kadın şair, daha çok unvan olarak kullanılır.
ŞAKAYIK: Bahçelerde yetiştirilen, pembe, kırmızı alaca çiçekler açan, çok yıllık süs bitkisi.
ŞAKİRE: Şükreden, durumundan memnun olan. Allaha şükreden. Kuranda çok sık geçen kelimelerden biridir.
ŞAMİHA: Yüksek, gösterişli, Kibirli.
ŞAMİLE: Şümulü bulunan, içine alan, kaplayan, havi. Ünlü Kafkas Türk liderlerinden Dağıstan aslanı Şeyh Şamil.
ŞEFAAT: Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle başkası arasında yapılan aracılık, dua.
ŞAZİMET: Kimseye benzemeyen, farklı, tek, eşsiz.
ŞECİA: Cesur, yürekli, yiğit.
ŞEFAKAT: Şefkat, acıyarak ve esirgeyerek sevme.
ŞEFİKA: Şefkatli, acıması olan, esirgeyici.
ŞEFKAT: Sevecenlik, acıma ve sevgi duygusu.
ŞEHADET: Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, Kelime-i şehadet, Açık, belirti, Şehit olma, şehidlik.
ŞEHİD: Allah yolunda canını feda eden müslüman, İslam uğruna ölen müslüman, şehadet mertebesine erişen kimse, Fikri, inancı, ülkesi uğruna ölenler için de teşmilen kullanılmaktadır. Vatan şehidi.
ŞEHİME: Akıllı ve kurnaz yiğit.
ŞEHLÂ: Koyu mavi ela göz, Hafif, tatlı şaşı.
ŞELALE: Büyük bir akarsuyun yüksekten düşmesiyle meydana gelen büyük çağlayan, çavlan.
ŞEMİME: Güzel kokulu şey.
ŞEMİNUR: Mum ışığı, mum aydınlığı.
ŞEMSİNUR: Güneşin ışığı, nuru.
ŞERARE: Kıvılcım.
ŞERİFE: Şerefli, kutsal. Soylu temiz.
ŞETARET: Neşe, sevinç, şenlik.
ŞEVKİYE: Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.
ŞEVVAL: Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır.
ŞEYBE: Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi.
ŞEYMA: Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar, Hz. Peygamberin süt kardeşi.
ŞEZA: Kokulu şeylerin kokusu.
ŞEZERÂT: İşlenmeden maddenin içinde toplanan altın parçaları. Süs olarak kullanılan inci ve altın taneleri.
ŞİFA: İyi olma, kurtulma.
ŞİHBAN: Kıvılcımlar, Akan yıldızlar.
ŞÖHRET: Şöhretli, ünlü, şöhreti ağızlarda dolaşan.
ŞÜLE: Alev, yalım. Alevli ateş.
ŞÜCEYNE: Ağaçcık, nihal.
ŞÜKRAN: İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık.
ŞÜKRİYE: İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili, iyilik bilen.

Ş Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
Ş Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe Ş Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

Ş Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
ŞAFİ: Suçlunun bağışlanması için araya girip yalvaran kimse, İyileştiren, şifa veren, İnandırıcı, inandıran.
ŞAHABEDDİN: Dinin yıldızı.
ŞAHADEDDİN: Dinin tanıklığı. Dinin belirtisi, işareti.
ŞAHADET: Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, Kelime-i şehadet, Açık, belirti, Şehit olma, şehidlik.
ŞAHAMET: Şişmanlık, topluluk.
ŞAHAP: Alev, ateş parçası, Kayan yıldız, akan yıldız, Cesur yürekli kimse.
ŞAHİD: Bir yerde bulunan, bir şeyi gören ve gördüğü ve bildiği şeyler konusunda bilgi veren kimse, tanık, Bir akdin yapılması sırasında taraflardan birinin yanında hazır bulunan, Doğrulayan, isbat eden, Hz. Muhammedin sıfatlarından.
ŞAİK: İstekli, hevesli.
ŞAİR: Şiir yazan kimse, ozan.
ŞAKİR: Şükreden, durumundan memnun olan. Allaha şükreden. Kuranda çok sık geçen kelimelerden biridir.
ŞAKRAK: San asma nevinden bülbül gibi öten bir kuş.
ŞAMİH: Yüksek, görkemli.
ŞAMİL: Şümulü bulunan, içine alan, kaplayan, havi. Ünlü Kafkas Türk liderlerinden Dağıstan aslanı Şeyh Şamil.
ŞARANİ: Gür ve uzun saçlı kimse. İslam tarihinde bu isimde birçok meşhur vardır.
ŞARIK: Doğup parlayan, parlak.
ŞÂTİ: Kıyı, kenar.
ŞATIR: Neşeli, şen, Büyük bir kimsenin atı yanında gitmekle vazifeli ağa.
ŞEBAB: Gençlik, tazelik.
ŞEBİB: Gençlik, tazelik.
ŞECAAT: Yiğitlik, cesurluk, korkusuzluk, kalb metinliği.
ŞECİ: Cesur, yürekli, yiğit.
ŞEFAADDİN: Dinin, Allah ile kul arasınadaki aracılığı, dinin şefaati.
ŞEFAAT: Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle başkası arasında yapılan aracılık, dua.
ŞEFAATİ: Şefaatle ilgili.
ŞEFİ: Şefaat eden.
ŞEFİK: Şefkatli, acıması olan, esirgeyici.
ŞEFKAT: Sevecenlik, acıma ve sevgi duygusu.
ŞEHADET: Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, Kelime-i şehadet, Açık, belirti, Şehit olma, şehidlik.
ŞEHAMET: Zeka ve akılla birlikte olan yiğitlik, cesaret.
ŞEHBA: Kır, akçıl, Haleb şehri.
ŞABAN: Aralık, fasıla, Hicri, Kameri ayların sekizincisi, üç ayların ikinci ayı.
ŞABEDDİN: Din topluluğu, cemaati.
ŞAFAK: Güneş doğmadan az önce ufukta beliren aydınlık.
ŞEHİD: Allah yolunda canını feda eden müslüman, İslam uğruna ölen müslüman, şehadet mertebesine erişen kimse, Fikri, inancı, ülkesi uğruna ölenler için de teşmilen kullanılmaktadır. Vatan şehidi, Ayrıca isimlerde ek yapılabilir. Şehidcan, Şehidnur, Şehidhan.
ŞEHİM: Akıllı ve kurnaz yiğit.
ŞEMAİL: Huylar, davranışlar, alışkılar, Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.
ŞEMDİN: Dinin mumu, dinin aydınlığı.
ŞEMİ: Mumla, ışıkla ilgili, ışıklı, Mum yapan ya da satan kimse.
ŞEMİM: Güzel kokan, güzel kokulu, güzel koku.
ŞEMS: Güneş.
ŞEMSEDDİN: Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık.
ŞEMSİ: Güneşe ait, güneşle ilgili.
ŞERAFEDDİN: Dinin şereflisi, büyüğü.
ŞERAFET: Şerefli olma hali. Soydanlık, asalet. Hz. Muhammed (s.a.s)in soyundan olma.
ŞEREF: Yücelik, ululuk, izzet, seçkinlik. İyi ahlak ve faziletler sonucu meydana gelen manevi yücelik, İyi ün. İftihar edilecek şey.
ŞERİF: Şerefli, kutsal. Soylu temiz.
ŞEVKET: Azamet, büyüklük, ululuk, debdebe, haşmet.
ŞEVKİ: Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.
ŞEYBAN: Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi.
ŞEYH: Yaşlı adam, ihtiyar, Kabile ve aşiret reisi, Bir sahada üst seviyeye gelmiş, otorite, Tekke ve zaviye reisi.
ŞEZRE: İşlenmemiş ham altın. Süs için asılan inci ve altın.
ŞİHAB: Kıvılcım. Akan yıldız, Cesur, yürekli.
ŞİHABEDDİN: Dinin parlak yıldızı.
ŞÜCA: Cesaretli, cesur, yiğit, Aslan ve yengeç arasında yıldız kümesi.
ŞÜKRAN: İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık.
ŞÜKRÜ: Şükretme, minnettarlıkla ilgili.

S Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
S Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe S Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

S Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
SAAD: Mutluluk, kutluluk.
SAADEDDİN: Dinin uğurlu ve kutlu kişisi.
SABAH: Gündüzün ilk saatleri, günün başlangıcı.
SABA: Gündoğusundan esen hafif rüzgar. Türk müziğinin en eski makamlarından.
SABAHADDİN: Dinin güzelliği.
SABBAR: Çok sabırlı, Atlas çiçeği.
SABİ: Yedinci.
SAD: Kutlu, uğurlu. İyilik, kuvvetlilik. Ashab isimlerinden, Sad b. Ebi Vakkas. Aşere-i Mübeşşere (Cennetle müjdelenmiş olanlar) dandır.
SACİD: Secde eden, alnını yere koyan.
SABRİ: Sabırla ilgili, sabra ilişkin.
SABİT: Değişmeyen, kımıldamayan, Kanıtlanmış, anlaşılmış.
SABİR: Sabreden, tahammül eden, Katlanan sabırlı, Acele etmeyen.
SABİH: Güzel, şirin.
SADULLAH: Tanrının kullu, talihli kıldığı kimse.
SADREDDİN: Dinin önderi, başı, ileri kişisi.
SÂDIR: Hayrette kalan, şaşıran.
SÂDIK: Doğru gerçek hakiki, yalan olmayan, sahte olmayan. Sadakatli, samimi, bağlı.
SADEYN: İki uğurlular, Venüs (Zühre) ile Jüpiter (Müşteri) gezegenleri.
SADAKAT: Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık.
SADIRAY: Hayrette kalan, şaşıran.
SADİ: Mutlulukla, uğurla ilgili, uğurlu.
SADİS: Altıncı.
SADRİ: Göğüsle ilgili, göğse ait, Anneye nisbetle çocuk.
SADUN: Mübarek, kutlu, uğurlu.
SAFA: Üzüntü ve kederden uzak olma, endişesizlik, rahat huzur, iç ferahlığı, Eğlence, Saflık, berraklık.
SAFDER: Düşman saflarını yaran, yiğit.
SAFER: Hicri takvimde ikinci ay, Temiz yürekli, dürüst kimse.
SAFEVİ: Safı adındaki kimsenin soyundan olan, Fars hükümdarı Şah İsmailin soyu.
SAFFET: Saflık, temizlik, arılık.
SAFİ: Katışıksız, katıksız, halis, temiz, Yalnız, sadece, sırf, Kesintilerden sonra kalan kısım, net.
SAFİH: Gökyüzü, Yassı ve düz halde bulunan şey.
SAHRE: Kaya. Kütle.
SAHİR: Gece uyumayan, uykusuz.
ŞAHİN: Kadın, Sık. Katı, pek.
SAHAVET: El açıklığı, cömertlik.
SAFİYULLAH: Temiz yürekli, Hz. Âdemin lakabı.
SAFİYÜDDİN: Dini temiz, dini pak.
SAFVET: Saflık, temizlik, paklık, arılık, halislik.
SAFVETULLAH: Hz. Muhammed (s.a.s)in isimlerinden.
SAHABE: Sahipler, sahip çıkanlar, tutanlar, Asr-ı saadet döneminde yaşamış ve Hz. Muhammedi görmüş mümin kimse.
SAHRETULLAH: Beytül-Makdisde Beni İsrail peygamberlerinin ibadet ettikleri meşhur kaya. Hz. Peygamber (s.a.s) Miraç gecesinde semaya buradan çıkmıştır.
SAHUR: Gece uyanıklığı, uykusuzluk, Ay ağılı, hale. Dünyanın Aya düşen, Ay tutulmasını meydana getiren gölgesi.
SAİB: Hedefe doğru ulaşan. İsabetli olan, doğru olan, hata etmeyen.
SAİD: Mübarek, kutlu, uğurlu. Mübarek, mesut. Sevap kazanmış, Allah katında makbul tutulmuş. Sahabe isimlerinden
SAKİ: Su veren, su dağıtan. Kadehle içki sunan.
SÂKIB: Delen, delik açan, Çok parlak.
SAİR: Seyreden, hareket eden, yürüyen.
SÂİM: Oruç tutan kimse, oruçlu.
SAİK: Sevk eden, götüren. Süren sürücü.
SAKİN: Hareketsiz olan, oynamayan, Uslu kendi halinde yavaş, Bir yerde yerleşen, oturan.
SALABET: Peklik, katılık, sağlamlık, Manevi kuvvet, dayanma.
SAMİN: Sekizinci.
SAMİH: Cömert, eli açık.
SAMİ: İşiten, duyan dinleyen. Dinleyici, Yüksek, yüce.
SALVECÂR: Çevgan, cirit oynanılan eğri sopa.
SALİM: Hasta veya sakat olmayan, sağlam, Ayıpsız, kusursuz, noksansız, Korkusuz, endişesiz, emin, Aruzda cüzlerinden hiçbiri zihafa uğramayan vezin.
SALAH: Düzelme, iyileşme, iyilik, Barış, Dine olan bağlılık.
SALAHADDİN: Dinine bağlı kimse.
SALÂT: Namaz.
SALİH: Yarar, yakışır, elverişli, uygun. Salahiyeti bulunan, yetkili, Dinin emir ve yasaklarına uyan, iyi ahlak sahibi, muttaki.
SAMİHA: Cömert, eli açık.
SAMİM: Bir şeyin merkezi, içi, asli kısmı.
SAMİR: Meyveli, meyva veren.
SÂNAHÂT: Çok düşünmeden fikre doğan, akla gelen şeyller.
SANAT: Sanat, ustalık, hüner, marifet.
SATVET: Ezici kuvvet, zorluluk.
SARİM: Keskin, kesici.
SARİH: Açık, meydanda. Belli, hüveyda, Saf, halis. Saf, halis Arap kanı at.
SARÂMET: Yiğitlik.
SARAÇ: Koşum, eğer takımlarıyla benzeri şeyler yapan veya satan kimse. Meşin üzerine süsleme yapan kimse, Sirac kelimesinin değişikliğe uğramış şekli. Kandil.
SANİH: Zihin ve düşüncede oluşup çıkan, fikre doğan.
SÂNEVİ: İkinci.
SANİ: İkinci, Yapan, işleyen, meydana getiren, Yaratan. Allahın isimlerinden. Saniullah veya Abdüssani şeklinde isim olur.
SÂRİF: Sarfeden, harcayan. Değiştiren.
SAVLET: Şiddetli saldırı, hücum.
SAVNİ: Koruma, gözetme ile ilgili.
SAYFİ: Yaza ait, yazla ilgili.
SEBAT: Değişmeyen, kımıldamayan, Kanıtlanmış, anlaşılmış.
SAYYAD: Avcı.
SEBATI: Sebatlık, sözünde kararında durma. Sebatlı, sözünde duran.
SEBİH: Yüzme, yüzüş.
SEFİR: El içi. Yabancı diplomat
SEDİD: Doğru hak, Doğruluk, hak. Doğru ve haklı.
SEDAD: Doğruluk, hak. Doğru ve haklı.
SECAHAT: Yumuşak huyluluk.
SEBRE: Ölçülü, deneyimli. Sahabeden bu ismi taşıyanlar olmuştur.
SEBİL: Yol, büyük cadde, Su dağıtılan yHayır için parasız dağıtılan su.
SECCAC: Çağlayan.
SECİYE: Yaratılış, huy, karakter tabiat. İyi huy.
SEFA: Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma, Eğlence, zevk, neşe.
SEFER: Bir yerden bir yere gitme, yolculuk, seyahat, Savaş hazırlığı. Savaşa gitme. Harp, savaş, Gemilerin kalktıkları limana tekrar dönünceye kadar yaptıkları fiil, Istılahta: Şeri bakımdan üç gün üç gecelik (veya onsekiz saatlik) yola gitmek için kişinin oturduğu yerden ayrılması, Defa, kere, Arabî ayların ikincisi.
SEFFAH: Güzel söz söyleyen, hatip. Cömert, eli açık.
SEHÂ: Sehavet, kerem, cömertlik.
SEHÂB: Bulut, Karanlık, Bulut gibi uçan böcekl .
SELAHADDİN: Dinine bağlı kimse.
SEHRAN: Geceleri uyanık duran.
SEHL: Kolay, sade. Sahabe isimlerindendir.
SEHHAR: Kuvvetle kendine çeken, büyüleyici.
SEHAVET: Cömertlik,
SELAMEDDİN: Dinin kurtuluşu.
SELAMET: Esenlik. Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvenlik içinde olma. Kurtulma, kurtuluş.
SELMAN: Barış içinde bulunma, huzur, erinç.
SELİS: Kolay yumuşak, Bağlı, boyun eğmiş.
SELİM: Kusuru, noksanı olmayan, sağlam, doğru, Tehlikesiz, zararsız, kurtulmuş, Temiz, samimi.
SELAMİ: İyilik, barış ve rahatlıkla ilgili.
SELAMULLAH: Allahın selamı.
SELATİN: Sultanlar.
SELİKA: Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti.
SELİL: Yeni doğmuş erkek çocuğu, ilker.
SELLEM: Selamete erdirsin manasıyla dualarda geçen.
SELMANİ: Niyaz kabul eden derviş. İran İsfahanından olup, Rasulullahla birlikte İslami mücadelede üzerine düşeni fazlasıyla yapmış büyük mücahid ve sahabi. Selmanı Farisiye nispetle bu ad kullanılmıştır.
SELMİ: Barışla ilgili, barışçıl.
SELSAL: Tatlı, lezzetli, hafif su.
SELSEBİL: Tatlı ve hafif su, Cennette bir çeşmenin adı.
SEMİR: Arkadaş, Nitelikli, Yamaç, dağ silsilesi.
SEMİN: Pahalı, kıymetli. Çok değerli.
SEMERE: Yemişler, meyvel,Faydalar, verim, Netice, Devlete ait mülklerden alınan vergiler.
SEMAVİ: Semaya mensup, sema ile ilgili.
SEMAÎ: Semaya, göğe havaya ait, Gökten düşmüş. Allah tarafından olan, ilahi, İşitme esasına dayalı olarak öğrenilen.
SEM´AN: İşiterek. Dinleyerek.
SEMAHAT: Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
SEMİH: Eli açık, cömert.
SERMED: Ebedilik, ebediyet, sonsuzluk.
SERAYA: Düşman üzerine gönderilen küçük süvari müfrezeleri.
SENEVİ: Seneye mensup, sene ile ilgili, bir yıllık.
SENİH: Süs, bezek, İnci.
SERHAN: Kurt, canavar, Baş okuyucu, şarkıcı başı.
SERİ: Çabuk, hızlı.
ŞERİR: Taht. Yatacak yer.
SEYİDHAN: Hanların başı, önderi.
SEYFULLAH: Allahın kılıcı. Ali (r.a.)nin ve Hz. Halid b. Velidin lakabı.
SEYEHÂT: Seyahat, gezi, Gölgenin güneşle beraber dönmesi.
SESERVET: Zenginlik, varlık. Zenginliği meydana getiren mal, mülk, para.
SEVA: Denklik, beraberlik, beraber olma.
SEVAD: Esmerlik, kara renkli adam, Sahabe isimlerindendir.
SEYFEDDİN: Dini koruyan, dinin kılıcı.
SEYFİ: Kılıçla ilgili kılıç şeklinde, Askerlikle ilgili. Askeri.
SEYHAN: Ürdünün ötesinde Hz. Musanın mezarının bulunduğu şehir, Adana ovasını yararak İskenderun körfezine dökülen nehir.
SEYLAN: Akma, akış.
SEYRAN: Gezme, bakıp seyretme.
SİKA:  Güven, emniyet. İnanılır, güvenilir kimse.
SİYAMI: Oruç tutan, oruçlu, kötülükten kaçınan.
SIRAT: Yol, tarik.
SIDK: Doğruluk, gerçeklik, Temiz kalplilik, halisiyet, Sadakat.
SIBGATULLAH: Yaratıcı gücü, kuvveti olan Allahın kulu.
SEYYİD: Bir topluluğun ileri gelen kişisi, Hz. Peygamberin soyundan olan kimse.
SIDDIK: Çok doğru olan, hiç yalan söylemeyen. Hakikati kabul eden ve onaylayan kişi, Kuranda peygamberleri vasfetmek, iman edenlerin sıfatı ve şehitlikten önde gelen makam kastedilerek zikredilmiştir. Ebu Bekir Sıddık: Hz. Ebu Bekirin lakabı.
SIDKI: İç, yürek temizli-ğiyle, doğrulukla ilgili.
SIRATULLAH: Dosdoğru yol. Allahın yolu.
SIRRI: Sırla ilgili, sırra ait, Mistik.
SUDEKA: Doğru, hakiki dostlar.
SUAVİ: Herkesin işine koşan, yardım eden.
SİRACEDDİN: Dinin  kandili, dinin verdiği aydınlık, ışık, ışıklandıran, aydınlatan.
SİNA: Arap yarımadasının Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen oluşturan yanmada, Bu yarımadada bulunan dağ, Hz. Musaya Allahtan levhaların geldiği dağ.
SİNAN: Mızrak, süngü vb. silahların sivri ucu.
ŞİRAN: Kaleler, hisarlar.
SİRET: Bir kimsenin manevi durumu, hal ve hareketleri, tabiatı ahlak ve karakteri, Hal ve gidiş, Hal tercümesi, Hz. Muhammedin hal tercümesi.
SUBAHİ: Sabah vakti, şafak ile ilgili.
SUBHİ: Sabah vakti, şafak ile ilgili.
SUDİ: Yararlı, faydalı, kazançlı.
SUNUHİ: Hatırlayan, gönül alan, kolay anlayan.
SULHİ: Barışa özgü, barışla ilgili, barışçı.
SUHEYB: Arkadaş, dost. Rasulullahın azatlısının adı.
SUDUR: Göğüs, Sadrazamlar, Kazask4. Sadır olma, meydana gelme.
SUFİ: Tasavvuf erbabı, mutasavvıf.
SUKA: Çarşı adamı, esnaf.
SÜKUTİ: Susmayı seven, az konuşan.
SULBİ: Birinin sulbünden gelme, kendi evladı, oğlu.
SUNULLAH: Allahın yarattığı.
SUUD: Kutsal sayılan yıldızlar, Yukarı çıkma, yükselme.
SUUDİ: Kutsal sayılan yıldızlar, Yukarı çıkma, yükselme.
SÜLASİ: Üçlü, üç şeyden meydana gelen.
SUHULET: Kolaylık. Yumuşaklık. Mülayemet, Uygunluk. Elverişlilik.
SÜFYAN: Ashab-ı kiramın meşhurlarından bazılarının ismi. Süfyan-ı Sevri: Kelamcı, muhaddis, alim.
SÜHA: Büyükayı takım yıldızının en küçük yıldızı.
SÜHEYL: Semanın güney yarımküresinde bulunan sefineyi Nuh burcundaki parlak ve büyük yıldızın adı.
SÜLEYMAN: İbranice huzur, sükun, Kuran-ı Kerimde ismi geçen peygamberden biridir.
SÜLVAN: Yüreğe ferahlık veren ruh, iç açıcı ilaç.
SÜRRE: Para kesesi, Hediye, Osmanlı devletinde halifelik makamınca Mekke ve Medine fakirleri ile alimlerine gönderilen para.
SÜREHA: Saf ırklar.
SÜNNET: İyi ahlak, iyi tabiat, Hz. Muhammedin sözleri, işleri ve tasvipleri.
SÜMRE: Esmerlik, karayağızlık.
SÜRÜR: Sevinç.
SÜRURİ: Sevinçle, neşeyle ilgili. VIII. yy.ın ünlü Osmanlı şairi.

Arapça Anlamı Güzel S Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
s harfiyle güzel kız isimleri
En Güzel Manalı S Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin S Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
SAADET: Mutluluk, kutluluk, bahtiyarlık.
SABAH: Gündüzün ilk saatleri, günün başlangıcı.
SABÂHAT: Güzellik, letafet.
SABAHNUR: Sabah ışığı, aydınlığı.
SABBAR: Çok sabırlı, Atlas çiçeği.
SABİA: Yedinci.
SABİHA: Güzel, latif, şirin.
SABİHAT: Gemiler, Yıldızlar, İmanlıların ruhları.
SÂBİRE: Sabreden, tahammül eden, Katlanan sabırlı, Acele etmeyen.
SABİTE: Hareket etmeyen yıldız, gezegen olmayan yıldız, Matematik formülünde değeri değişmeyen miktar.
SABİYE: Küçük kız çocuğu, küçük kız.
SABRİNNİSA: Kadınların sabırlısı.
SABRİYE: Sabırla ilgili, sabra ilişkin.
SACİDE: Secde eden, alnını yere koyan.
SADA: Ses, yankı.
SADAKAT: Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık.
SADEYN: İki uğurlular, Venüs (Zühre) ile Jüpiter (Müşteri) gezegenleri.
SÂDIKA: Doğru gerçek hakiki, yalan olmayan, sahte olmayan. Sadakatli, samimi, bağlı.
SADİYE: Altıncı.
SADRİYE: Göğüsle ilgili, göğse ait, Anneye nisbetle çocuk.
SAFİHA: Yassı düz ve geniş yüz, levha. Levha halinde bulunan maden, saç.
SAFİNUR: Çok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse.
SAFİRE: İnce güzel ses, Islık.
SAFİYE: Katışıksız, katıksız, halis, temiz. Saflık, halislik.
SAFİYET: Saflık, temizlik, masumluk.
SAHABET: Sahip çıkma. Koruma, arka olma, yardım etme.
SAHBA: Al, kızıl, Şarap, kırmızı şarap.
SAHİBE: Sahip. Koruyan, gözeten, Bir iş yapmış olan, Herhangi bir niteliği olan.
SAHİL: Deniz, nehir, göl kıyısı.
ŞAHİNE: Kadın, Sık. Katı, pek.
SAHİRE: Geceleri uyumayan, uykusuz, Büyücü, büyüleyici güzel.
SAHRA: Kır, ova, çöl.
SAİDE: Mübarek, kutlu, uğurlu. Mübarek, mesut. Sevap kazanmış, Allah katında makbul tutulmuş. Sahabe isimlerinden
SAİKA: Sevk eden, götüren. Süren sürücü.
SÂİME: Oruç tutan kimse, oruçlu.
SAİRE: Seyreden, hareket eden, yürüyen.
SAKIBA: Parlak, ışıklı, Delen, delik açan.
SAKİNE: Hareketsiz, kımıltısız, durgun. Sessiz, Heyecanı veya kızgınlığı olmayan.
SALABET: Peklik, katılık, sağlamlık, Manevi kuvvet, dayanma.
SÂLİHA: Dinin emir ve yasaklarına uyan, iyi ahlak sahibi (kadın).
SALİME: Hasta veya sakat olmayan, sağlam, Ayıpsız, kusursuz, noksansız, Korkusuz, endişesiz, emin, Aruzda cüzlerinden hiçbiri zihafa uğramayan vezin.
SALİSE: Üçüncü, Saniyenin altmışta biri, Binbaşılık derecesinde mülki rütbe.
SAMAHAT: Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
SÂMİA: İşitme duygusu, hissi.
SAMİME: Bir şeyin merkezi, içi, asli kısmı.
SAMİRE: Meyveli, meyva veren.
SAMİYE: Yüksek, yüce.
SÂNAHÂT: Çok düşünmeden fikre doğan, akla gelen şeyler.
SANAT: Sanat, ustalık, hüner, marifet.
SANEVBER: Çam fıstığı. Çam fıstığı kozalağı, Sevgilinin boyu posu.
SANİA: Düzme, uydurma iş, tuzak, hile.
SANİHA: Zihin ve düşüncede oluşup çıkan, fikre doğan.
SANİYE: Bir dakikanın veya derecenin altmışta biri, İkinci derecede mülki rütbe.
SARAHAT: Açıklık, ibarede açıklık.
SARİFE: Sarfeden, harcayan. Değiştiren.
SARİHA: Açık, meydanda. Belli, hüveyda, Saf, halis. Saf, halis Arap kanı at.
SÂRİME: Keskin, kesici.
SARRA: Sevindirici, sevinçli.
SAYFİYYE: Yazlık, yazlık ev.
SEBA: Yedi. İslam öncesi Sami ve Arap kavimleri yedi sayısının kutsal bir nitelik taşıdığına inanırlardı, yedi sayısı.
SEBAHAT: Güzellik, letafet.
SEBİL: Yol, büyük cadde, Su dağıtılan yer. Hayır için parasız dağıtılan su.
SEBLA: Uzun, kirpikli göz.
SEDA: Ses. Yankı.
SEDACET: Sadelik.
SEDEF: Bazı deniz hayvanlarının sert, beyaz ve parlak kabuğu, Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya.
SEFİNE: Vapur, gemi, Uzayın güney yarımı.
SEHÂB: Bulut, Karanlık, Bulut gibi uçan böcekler.
SEHÂBE: Tek bulut.
SEHER: Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
SEHHARE: Çok güzel, büyüleyici kadın.
SEHLE: Yumuşak, Kolay, Taze, körpe. Habeşistana hicret eden kadın sahabelerden.
SEKİNE: Sakin olma, sükunet. Huzur, gönül rahatlığı.
SELAMET: Esenlik. Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvenlik içinde olma. Kurtulma, kurtuluş.
SELİKA: Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti.
SELİLE: Yeni doğmuş ilk kız çocuğu.
SELİME: Kusuru, noksanı olmayan, sağlam, doğru, Tehlikesiz, zararsız, kurtulmuş, Temiz, samimi.
SELLEM: Selamete erdirsin manasıyla dualarda geçen.
SELMA: Barış içinde bulunma, huzur, erinç, Güzel, hoş kadın.
SELMİN: Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.
SELSAL: Tatlı, lezzetli, hafif su.
SELSEBİL: Tatlı ve hafif su, Cennette bir çeşmenin adı.
SELVA: Bal, Büyük bıldırcın. Tih çölünde bulundukları sürece, israiloğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını doyurmak için gönderilen kuş, (İsp.) Ekvator da sık balta girmemiş orman
SELVET: Gönül rahatı.
SEMA: İşitme, duyma. Musiki dinleme, Gökyüzü, Felek, Mevlevilikte musiki eşliğinde icra edilen dönme hareketi.
SEMAHAT: Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
SEMANİYE: Sekiz. İşiterek. Dinleyerek.
SEMÂVÂT: Gökler.
SEMERAT: Yemişler, meyveler. Faydalar, verimler, Neticeler, Devlete ait mülklerden alınan vergiler.
SEMİHA: Eli açık, cömert.
SEMİNE: Pahalı, kıymetli. Çok değerli.
SEMİRE: Arkadaş, Nitelikli, Yamaç, dağ silsilesi.
SEMRA: Esmer.
SEMURE: Çoğalan, zengin olan, meyve veren verimli. Ashabın kullandığı isimlerden.
SENA: Övgü ile ilgili, Şimşek parıltısı.
SENABİL: Başaklar.
SENAN: Işıklı, parlak.
SENEVÂT: Seneler, yıllar, sinin.
SENİHA: İnciler, süs, bezek.
SENİYE: Yüksek, yüce, ali, bülend.
SERAN: Işıklı, parlak.
SERİYE: Hz. Peygamber (s.a.s)in bulunmadığı küçük askeri birliklere verilen ad.
SERRA: Genişlik, kolaylık.
SERVET: Zenginlik, varlık. Zenginliği meydana getiren mal, mülk, para.
SEVBAN: Giyinen, kuşanan. Hz. Peygamberin azatlısının adı.
SEVDA: Bir şeye karşı hissedilen şiddetli arzu, Şiddetli sevgi, aşk, Aşırı istek, heves, Kara sevda, mali hülya, melankoli, Hüzün. İptila.
ŞEVDE: Siyah, esmer, esmer güzeli. Müminlerin annelerinden birisi Hz. Sevde.
SEYFİYE: Kılıçla ilgili kılıç şeklinde, Askerlikle ilgili. Askeri.
SEYHAN: Ürdünün ötesinde Hz. Musanın mezarının bulunduğu şehir, Adana ovasını yararak İskenderun körfezine dökülen nehir.
SEYLAN: Akma, akış.
SEYRAN: Gezme, bakıp seyretme.
SEYYÂL: Akan, akıcı, akışkan.
SEYYARE: Güneşin çevresinde belli bir eğri çizerek dolaşan yıldız, gezegen.
SEYYİDE: Muhterem kadın, Bir topluluğun ileri gelen kişisi, lider, Hz. Peygamberin soyundan olan kimse.
SIDIKA: Çok doğru, yalan söylemeyen. Hz. Aişe ve Hz. Meryemin lakabı.
SIDKİYE: İç yürek temizliğiyle doğrulukla ilgili.
SILA: Doğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
SIRRİYE: Sırla ilgili, sırra ait, Mistik.
SIYANET: Koruma, korunma.
SİDRE: Arabistan kirazı.
SİKAYE: Su içecek kab. İçilecek suyun toplanması için yapılan yer.
ŞİKAYET: Birine içecek su verme vazifesi, Kabe sakalığı, Mekkede hacılara zemzem dağıtma işi.
SİVA: Başka, gayrı özge.
SİYADET: Efendilik, beylik, seyyidlik, sahiplik, Hz. Hasan vasıtasıyla Hz. Peygamber soyundan olma.
SOHBET: Görüşüp, konuşma, arkadaşlık.
SUAD: Mutlulukla, saadetle ilgili, mutlu. Sad isminin müennesidir.
SUBHİYE: Sabah vakti, şafak ile ilgili.
SUDİYE: Yararlı, faydalı, kazançlı.
SUĞRÂ: Daha, pek, en küçük.
SULBİYE: Birinin sulbünden gelme, kendi evladı, kızı.
SULEHÂ: Salih, iyi, yarar, selahiyet, günah işlemeyen.
SULHİYE: Barışa özgü, barışla ilgili, barışçı.
SULTAN: Padişah, hükümdar.
SÜEDA: Kutlu, uğurlu insanlar.
SÜHEYLA: Yumuşak, iyi huylu kadın.
SÜHUNET: Sıcaklık.
SÜKEYNE: Sessiz, sakin, ağırbaşlı, onurlu. Hz. Hüseyin (r.a.)in kızının adıdır.
SÜLVANE: Yüreğe ferahlık veren ruh, iç açıcı ilaç.
SÜMEYRE: Meyve çağlası, Kıvrılmış yaprak.
SÜMEYYE: İslamın ilk şehidi. Ammar b. Yasirin annesi ve ilk müslüman olan hanım sahabelerden.
SÜMRET: Esmerlik, karayağızlık.
SÜNDÜS: Eskiden altın veya gümüş tellerle nakışlı olarak dokunan bir çeşit ipekli kumaş. Kuranda cennet elbisesi anlamında geçer.
SÜNNETULLAH: Allahın koyduğu nizam.
SÜREYYA: Ülker yıldızı, pervin.
SAFİYE: Suçlunun bağışlanması için araya girip yalvaran kimse, İyileştiren, şifa veren, İnandırıcı, inandıran.
SEKİME: Dayanıklılık, dayanma, karşı koyma.

Arapça Anlamı Güzel R Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel R Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri
En Güzel Manalı R Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin R Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
RABITA: İki şeyi birbirine bağlayan şey, bağ, Münasebet, ilgi, Bağlılık, mensub olma, Sıra, tertip, usul, düzen.
RABİA: Dördüncü. Saatteki salisenin, Tanzimattan sonra memurlukta kolağası derecesinde bir rütbe, Ünlü kadın mutasavvuf.
RACİFE: Surun kıyamette bütün canlıları öldürecek olan ilk üflenişi.
RÂCİ: Rica eden, yalvaran, dileyen, Dönen, geri gelen, Nisbet ve ilgisi bulunan, dokunan.
RACİYE: Rica eden, yalvaran, Umutlu.
RADİFE: Kıyamette üfürülecek surun ikincisi
RADİYE: Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen.
RAFİA: Her çeşit ayaklık ve destek.
RAĞİBE: Arzulu, isteyen, rağbet eden.
RAĞBET: İstek, arzu. İstekle karşılama.
RAHE: Avuç içi, el ayası.
RAHİLE: Rahat, sakin.
RAHİYE: Bal arısı.
RAHMİYE: Acımayla ilgili.
RAİDE: Gürleyen bulut.
RAİFE: Acıması olan, merhametli.
RAİKA: Sade, saf, katışıksız.
RAKİDE: Durgun, sessiz, hareketsiz.
RAKİKA: İnce. Yufka yürekli, Köle veya cariye.
RAMİYE: Atan, atıcı.
RAMİZE: Akıllı, zeki, İşaretlerle simgelerle gösteren.
RÂNÂ: Güzel, hoş latif, parlak. Çok iyi, çok ala, Arapçada eran kelimesinin mücnnesi olup ahmak, sünepe kadın demektir. Erkek adı olarak da kullanılır.
RASÂFET: Sağlamlık, dayanıklılık.
RASÂNET: Sağlamlık, dayanıklılık, melanet.
RASİA: Kabara. Kabara gibi yer yer konulan süs.
RASİFE: Rıhtım, su içine yapılan set.
RASİHA: Sağlam, temeli güçlü, dayanıklı, Bir bilimde, özellikle din alanında çok derinleşmiş olan (kimse). Kuranda Rasihûn olarak geçer.
RÂSİME: Âdet, töre. Merasim, tören, Formalite.
RASİYE: Büyük dağ.
RAŞAN: Titreme, titreyiş.
RAŞİDE: Olgun, ergin, akıllı, Doğru yolda olan, Hak din olan İslamı kabul eden. Kuranda Hucurat suresi ayet 7de geçmektedir. Ayrıca 4 halife için Raşid halifeler denmiştir.
RATİBE: Sıralayan, düzenleyen (kimse), Sabit, sağlam, yerleşmiş.
RAVZA: Çimeni, ağacı bol olan yer, bahçe. Ravza-i Mutahhara; Rasulullahın medfun olduğu mekan.
RAYET: bAYRAK, sANCAK.
RAYİHA: Güzel koku.
RAZİYE: Kabul eden, rıza gösteren, boyun eğen.
REBİA: Bahar, ilkyaz.
REBİYE: Kış sonlarında yapılan ekim, Eskiden ozanların bahara girerken büyüklere sundukları kaside.
REFAH: Bolluk, rahatlık, sıkıntı içinde olmamak.
REFAHET: Bolluk, gürlük.
REFAKAT: Refildik arkadaşlık, yoldaşlık.
REFHAN: Varlık içinde yaşayan.
REFİA: Yüksek, yüce, saygın.
REFİHA: Varlık içinde yaşayan.
REGAİP: Çok istek gören, beğenilen, Armağanlar.
REFİKA: Eş, kan, zevce.
REFREF: İnce, yumuşak kumaş, Kenar saçağı, Döşek, döşeme, minder, yastık, Kuşu çok olan çimenlik, Dallan salkım salkım olan ağaç.
REHAMET: Sesin ince, yavaş ve tatlı olması.
REHASET: Tazelik, yumuşaklık, Ucuzluk.
REKÂNET: Ağırbaşlılık, gururluluk.
REKİNE: Gururlu, ağırbaşlı. Yüce, yüksek.
REMZİYE: Remizle ilgili, remze ait, sembolik, simgesel.
RESANET: Sağlamlık, metanet.
REVAHA: Bir şeyi elde etmeden doğan neşe, Güneş battıktan sonra gece oluncaya kadar geçen zaman. Ünlü sahabi Abdullah b, Revahanın babası.
REYAN: Herşeyin evveli, ilk zamanı, tazelik zamanı.
REVNAK: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.
REYHAN: Fesleğen, güzel kokulu bir süs bitkisi, Rızık, geçimlik, rahmet anlamına da gelir.
REYYA: Güzel koku, reyhan.
REYYAN: Suya kanmış, suya doymuş.
REZZAN: Ağırbaşlı, ağır, onurlu.
RIFKIYE: Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik, tatlılık.
RİAYET: Gütme, gözetme, Sayma, saygı, itibar, Ağırlama.
RİKKAT: İncelik, naziklik. Sevecenlik, acıma duygusu.
RİMAYET: Atıcılık, ok, kurşun, gülle gibi şeyleri almada usta.
RİSALE: Mektup, Kısa yazılmış, küçük kitap, Dergi, mecmua.
RİVA: Suya kanmışlar.
RİYASET: Reislik, başlık, baş olma, başkanlık.
RİYAZET: Nefis kırma, dünya lezzetlerinden ve rahatından sakınma, perhizle, kanaatle yaşama.
RUHSAT: İzin, müsaade.
RUHİYE: Ruhsal, ruhla ilgili.
RUHUGÜL: Güzel, temiz, latif kimse, gül ruhlu.
RUKİYE: Büyüleyici, sihirleyici, efsun. Peygamberimizin kızlarından birinin adıdır.
RÜKUNET: Ağırbaşlılık, gururluluk.
RÜVEYDA: Hoş, ince, nazik, Rüveyde.
RÜVEYDE: Hoş, ince, nazik, Rüveyde.
RÜVEYHA: Zariflik, incelik.
RÜVİDE: Hoş, ince, nazik,
RÜYA: Uyku sırasında görülen şey, düş, Hayal, umut.
RÜYET: Görme, seyretme, bakma, görüş. Basiret, isabetli düşünme hassası. Kalp gözüyle manevi alemi görme, müşahade.

R Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
R Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe R Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

R Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
RABBANİ: Allahla ilgili, Kendini bütün varlığıyla Allaha teslim eden. Putçu inanıştan uzak, şalin amel işleyen, Allahtan geleni kabul edip, Onun dinine muhalif olana karşı çıkan.
RABIT: Rabteden, bağlayan, birleştiren. Nefsini dünyadan menedip ahirete bağlamış olan.
RACİH: Değerli, üstün. Fıkıhta: Delil ve Burhanların tercihinde delili öncelik kazanan taraf.
RABİH: Yararlı, kazançlı, karlı.
RABİ: Dördüncü.
RÂCİ: Rica eden, yalvaran, dileyen, Dönen, geri gelen, Nisbet ve ilgisi bulunan, dokunan.
RADİ: Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren.
RAFET: Acıma, merhamet etme, esirgeme anlamında. Kuran-ı Kerimde Nur suresi, ayet. Hadid suresinde geçmekledir.
RAFEDDİN: İslam dininin vermiş olduğu acıma, esirgeme duygusu.
RAFIZ: Bırakan, salıveren.
RAFİH: Rahat ve huzurlu yaşayan.
RAĞIB: Arzulu, isteyen, rağbet eden.
RAHMANİ: Allahtan gelen, kutsal, Allaha özgü.
RAHİ: Rahat, huzurlu, dingin.
RAKİ: Namazda eğilen, rüku eden. Kuran-ı Kerimde geçen kelimedir.
RAİK: Sade, saf, halis.
RAİF: Acıması olan, merhametli.
RAİD: Gürleyen, gürüldeyen.
RAHMETULLAH: Allahın esirgemesi, koruması.
RAHMİ: Acımayla ilgili.
RAKÎB: Herhangi bir alanda üstünlük sağlamaya çalışan taraflardan herbiri. Koruyucu. Görüp gözeten Allahın isimlerinden.
RAKİD: Hareketsiz, durgun, yavaş.
RAMAZAN: Hicri (kameri) ayların dokuzuncusu, oruç ayı. Kuranda Bakara suresinde ismi geçen ay ismi.
RAMİ: Atan, atıcı.
RAMİZ: Akıllı, zeki, İşaretlerle simgelerle gösteren.
REBİ: Bahar, ilkyaz.
RÂZÎ: Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren. İslam dünyasında meşhur bir isimdir.
RAYET: Bayrak. Sancak.
RATİB: Sıralayan, düzenleyen (kimse), Sabit, sağlam, yerleşmiş.
RAŞİD: Olgun, ergin, akıllı, Doğru yolda olan, Hak din olan İslamı kabul eden. Kuranda Hucurat suresinde geçmektedir.
RASİN: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
RÂSİM: Resim yapan.
RASİH: Sağlam, temeli güçlü, dayanıklı, Bir bilimde, özellikle din alanında çok derinleşmiş olan, Kuranda Rasihûn olarak geçer.
RASİF: Sağlam dayanıklı, Denizin yüzüne çıkmış kayalar, Taş, temel, rıhtım.
RASİ: Kımıldamayan, oynamayan, sabit. Lenger atmış olan, demir üzerinde bulunan gemi.
REFİG: Bolluk ve rahat içinde geçinen.
REFİ: Yüksek, yüce, saygın.
REFET: Acıma, merhamet etme, esirgeme. Kuran-ı Kerimde geçmektedir.
RECA: Umut, umma. İstek, dilek.
RECAİ: İsteyen, rica eden, yalvaran. Allaha yalvaran. As-habın kullandığı isimlerdendir.
RECEP: Hicri kameri ayların yedincisi, üç ayların ilki, Gösterişli, haybetli.
REFİH: Varlık içinde yaşayan.
REGAİP: Çok istek gören, beğenilen, Armağanlar.
REFİK: Arkadaş, yol arkadaşı, yoldaş. Muavin, yardımcı, Koca, Ortak, Mesleğe yeni giren kimsenin rehber olarak tanıdığı kişi. Kuranda geçen bir isimdir.
REFREF: İnce, yumuşak kumaş, Kenar saçağı, Döşek, döşeme, minder, yastık, Kuşu çok olan çimenlik, Dallan salkım salkım olan ağaç.
RESUL: Bir kimsenin sözünü başka bir kimseye tebliğ eden kişi. Elçi, Allah elçisi peygambYeni bir kitap ve şeriatle gönderilen peygamber.
RENÂN: İnleyen, çınlayan.
REKİZ: Gizli, gömülü define, Sağlam, adamakıllı.
REKİN: Gururlu, ağırbaşlı. Yüce, yüksek.
REİS: Başkan, baş.
REMİZ: İşaret, meramını isteğini işaretle ifade etme, Alamet, amblem.
REMZİ: Remizle ilgili, remze ait, sembolik, simgesel.
RESAİ: Süsler, süs.
REŞİDUDDİN: Dinin akıllı kişisi, dini olgunluğa ulaşmış kişi.
REŞİK: Uzun boylu, yakışıklı.
REVAH: Bir şeyi elde etmeden doğan neşe, Güneş battıktan sonra gece oluncaya kadar geçen zaman.
REVAİD: Gürleyen bulutlar.
REVAHİ: Bal arıları.
REVHA: Rahatlık. Gönül rahatlığı.
REYAN: Herşeyin evveli, ilk zamanı, tazelik zamanı.
REYYAN: Suya kanmış, suya doymuş.
RIZA: Razılık, razı olma, hoşnutluk, memnuniyet, muvafakat, kabul. Bir şeyin olmasına muvafakat etme. Kadere mukadderata boyun eğme.
RIDVAN: Rıza, razılık, razı olma, Cennet kapısında bekleyen melek. Kuranda bazı yerde geçmektedir.
REZAN: Ağırbaşlı, gururlu.
RIFAT: Yükseklik, yücelik, itibar, yüksek mertebe.
RIFKI: Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik, tatlılık.
RIZKULLAH: Allahın verdiği nimet. Nimetler veren Allahın kulu.
RÜCUM:  Akan yıldız.
RUHŞAN: Yüce, üstün, şanlı, ruh.
RİYAZ: Bahçeler, ağaçlık çimenlik yerler, ravza.
RİYAZET: Nefis kırma, dünya lezzetlerinden ve rahatından sakınma, perhizle, kanaatle yaşama.
RUHİ: Ruhsal, ruhla ilgili.
RUHİDDİN: Dinin ruhu, özü.
RUHSAT: İzin, müsaade.
RÜÇHAN: Üstünlük, üstün olma.
RÜKNEDDİN: Dinin temel direği.
RÜKNİ: Bir şeyin en sağlam yanı, Saygın, güçlü, önemli kimse
RÜSUHİ: Sağlam, güçlü, Becerikli, yetenekli.
RÜŞTÜ: Doğru yolda olan. Akıllı, ergin.
RÜYET: Görme, seyretme, bakma, görüş. Basiret, isabetli düşünme hassası. Kalp gözüyle manevi alemi görme, müşahade.

12/22/2015

Her Türlü Şans Talih Açılması İçin Dua, Bol Şans Gelmesi İçin Dua,

  Hiç yorum yok
Her Türlü Şans Talih Açılması İçin Dua, Bol Şans Gelmesi İçin Dua,
Şansın Talihin Çoğalması İçin Dua

Şansın Talihin Artması İçin Dua
Etkisi ve tesiri büyük olduğu belirtilen ve şanssız olan kişinin şansının ve talihin açılması için okunması önerilen dua, Allah'ın Esmalarından Eş-Şekûr ismi olduğu belirtilmiştir. Şansın bol bol açılması, talihin bol bol açılması için Eş-Şekûr ismini önerilen günde, önerilen saatte ve tavsiye edilen sayıda usulüne uygun olarak okunması gerektiğinin altını çizmektedirler.

Eş-Şekûr isminin sayı değeri nedir? Eş-Şekûr ismi hangi günler okunur? Eş-Şekûr ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/21/2015

O Ö Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
O Ö Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe O Ö Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

O Ö Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
OSMAN: Bir tür kuş ya da ejderha, Hz. Muhammed (s.a.s)in damadı ve Hz. Ömerden sonra gelen III. halife, Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey'in adı.
ÖKKEŞ: Erkek örümcek, Bir dağ adı.
ÖMER: Hak ile Batılı çok iyi ayırt edebilen bir alim olduğu için Ömerul-Faruk adını almış olup adaleti ile tanınmakta olan İslamiyetin II. Halifesi Hz. Ömer b. Hattab.
ÖMÜR: Hayat müddeti, yaşama süresi, Hayat, dirilik

Hatırı Sayılan Biri Olmak İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Hatırı Sayılan Biri Olmak İçin Okunan Etkili Dua
Saygı Gören Olmak İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Sayılan Sevilen Olma Duası

Kimsenin kimseye saygısı sevgisi kalmadığı günümüzde, insanlar arasında hatırı sayılan sevilen biri olmak için önerilen dua, Allah'ın Esmalarından olan El-Vâli ismidir.
Uzmanlar El-Vâli ismini usulüne uygun olarak tavsiye edilen saatte, tavsiye edilen günde, tavsiye edilen sayıda okunmasını önermiş olup, El-Vâli ismi gereği gibi okunduğu taktirde okuyan kişi çevresi tarafından saygı göreceği ve sevilen biri olacağı konusunda söylemde bulunmuşlardır.

El-Vâli isminin sayı değeri nedir? El-Vâli ismi hangi günler okunur? El-Vâli ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/19/2015

Eşle İyi Geçinmek İçin Okunan Etkili Dua Geçim Duası

  Hiç yorum yok
Eşle İyi Geçinmek İçin Okunan Etkili Dua Geçim Duası
Anlaşamayan Eşlerin Arası İyi Olması İçin Tesirli Dua

Eşlerin Anlaşması İçin Etkili Geçim Duası

Anlaşamayan, evlilikleri geçimsiz olan, araları iyi olmayan eşlerin okuması önerilen dualardan Allah'ın Esmalarından El-Muksit ismidir.
Arası bozuk olan evli çiftlerin yani eşlerin El-Muksit esmasını usulüne uygun olarak uzmanların tavsiye ettiği günde, tavsiye ettiği saatte, tavsiye ettiği sayıda okunması söylenmiştir.
Arası kötü olan eşler El-Muksit ismini kuralına uygun olarak zikrettiği taktirde, arası kötü olan eşlerin aralarının iyi olduğu uzmanlarca açıklanmıştır.

El-Muksit isminin sayı değeri nedir? El-Muksit ismi hangi günler okunur? El-Muksit ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/18/2015

Belirlenen Hedefler İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Belirlenen Hedefler İçin Okunan Etkili Dua
Belirlenmiş Hedeflere Ulaşmak İçin Tesirli Dua

Hangi Dua Edilirse Hedeflere Ulaşılır?

Bir insan yaşamında ulaşmak istediği belirlenen hedefleri için, uzmanlar Allah'ın isimlerinden olan El-Musavvir Esmasını önermektedir.
El-Musavvir isminin usulüne uygun okunması gerektiğinide ayrıca belirtmişlerdir. Her kim, herhangi bir hedefine ulaşmak isterse, adedince belli günü ve belli zikir saatinde El-Musavvir ismi okunmalıdır.
Uzmanlar eğer El-Musavvir ismi usulüne uygun olarak okunursa hedefi olan kişinin hedefine ulaşacağının altını çizmektedirler.
El-Musavvir isminin sayı değeri nedir? El-Musavvir ismi hangi günler okunur? El-Musavvir ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/15/2015

N Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
N Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe N Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

Kur'an-ı Kerim'de geçen, arapça erkek bebek isimlerini günümüzde bebeklerine koymak isteyenler bir hayli fazla...
Kur'an-ı Kerim'de geçen her ismi koymak ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışma konularıda olmuştur.
Arapça kökenli N harfi ile başlayan manası güzel olan erkek bebek isimlerinden bazılarını derledik. Aşağıda manalarıyla beraber verilmiştir.

N Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?

NABİ: Haberci, haber veren. Yüksek, yüce.
NACİ: Necat bulan, kurtulan, selamete kavuşan. Cehennemden kurtulmuş, cennetlik.
NACİL: Soyu sopu temiz olan kimse.
NADİM: Pişmanlık duyan, pişman. Tevbe eden.
NÂDİR: Seyrek, az, ender bulunur.
NADİ: Nida eden, haykıran, çağıran. Toplantı, meclis
NAFİH: Üfleyen, üfleyici.
NAFİZ: Delen, delip geçen. İçeriye giren, işleyen. Tesir eden, sözü geçen.
NAİB: Vekil, birinin yerine geçen, kadı vekili, Şeriata göre hükmeden hakim. Nöbet bekleyen, nöbetle gelen.
NAİL: Muradına eren, ermiş, ele geçiren.
NAİM: Bollukta yaşayış. Cennetin bir kısmı. Darun Naim: Cennet.
NAİMA: Halebte doğmuş, asıl adı Mustafa Naimdir. Naima tarihiyle meşhurdur.
NAKİ: Temiz, pak. Çok ince, çok güzel, zarif.
NAKİB: Bir kavim veya kabilenin reisi veya vekili. Bir tekkede, şeyhin yardımcısı olan ve en eski derviş veya dede.
NAMIK: Yazıcı, katip, yazar
NASIH: Nasihat eden, öğüt veren. Nasıh ı Emin: Hz. Nuh (a.s.).
NASR: Yardım. Üstünlük. Kuran-ı Kerim'de sure ismidir.
NASRUDDİN: Dine yardımı dokunan. günümüzde Nasreddin şeklinde kullanılır.
NASRULLAH: Allahın nusreti, yardımı.
NASUH: Nasihatçı, öğütçü. Halis, temiz.
NASRULLAH: Allahın yardımı.
NASUHİ: Bozulmaz şekilde tevbe edici.
NÂŞİD: Şiir okuyan, şiir söyleyen, şiir yazan.
NAŞİR: Neşreden, dağıtan, yayan, yayınlayan.
NATIK: Söyleyen konuşan. Düşünen. Bildiren, bildirici.
NAZIM: Tanzim eden, düzenleyen. Sıra sıra, dizi dizi olan şey.
NAZIR: Nazar eden, nezaret eden, bakan, gözeten. Vekil bakan. Bir yüzü bir tarafa yönelik olan.
NAZİF: Temiz, pak, nazik, zarif ve şık giyimli.
NAZİL: Yukardan aşağıya inen. Bir yere konan, bir yerde konaklayan.
NAZİR: Taze. Altın. Benzer eş.
NAZMİ: Dizme, tertib etme, sıraya koyma. Sıra, tertip. Vezinli, kafiyeli söz.
NAZRET:Tazelik. Bakma, bakış. İdare, reislik. Nazırlık.
NEBA: Haber.
NEBAHADDİN: Dinin şanı ve şerefi.
NEBİ: Haberci. Peygamber.
NEBİH: Namlı, şerefli.
NEBİL: Yüksek meziyet ve onur sahibi. Akıllı, anlayışlı. Bilgili, faziletli.
NECÂBET: Soyluluk, soy temizliği.
NECAETTİN: Dine girip hidayete eren, kurtulan.
NECÂH: İsteğine ulaşma. Kurtulma. İhtiyaçlarını temin edebilmek.
NECAT: Kurtulma, kurtuluş. Selamet.
NECATİ: Kurtulmaya mensup, kurtuluşla ilgili.
NECCAR: Dülger. Marangoz.
NECDET: Kahramanllık yiğitlik, efelik. Korkusuz olmak.
NECEF: Yüksek, sırt tepe, tümsek. Kufe civarlarında Hz. Ali'nin türbesinin bulunduğu yer.
NECİB: Soyu sopu temiz pak olan kimse. Asilzade, kıymetli, üstün. Güzel ahlak sahibi.
NECİL: Soylu, soyu sopu temiz, kişizade. Asıl.
NECİY: Sırdaş.
NECİYULLAH: Allahın kurtuluş verdiği kişi. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NECMİ: Yıldızla ilgili.
NEDA: Çiğ, nem rutubet,
NEDİM: Meclis arkadaşı, sohbet arkadaşı. Büyükleri fıkra ve hikayeleri ile eğlendiren. Güzel hikayeler anlatan, tatlı konuşan.
NEDRET: Azlık, seyreklik, az bulunurluk.
NEFER: Bir adam, tek kişi. Er, asker.
NEFİ: Çıkar ile ilgili faydacı, menfaat, kâr. Nefi, Divan edebiyatının başarılı şairlerindendir. Murad zamanında yaşamıştır.
NEHİB: Dehşet, korku. Yağmacı, çapulcu.
NEHRİ: Nehirle ilgili, nehire ait.
NESİB: Soylu, soyu temiz baba.
NESİF: İki kişi arasında olan sır.
NESİL: Aynı çağda, aynı yaşta bulunan kimselerin tümü, kuşak.
NESİM: Hafif rüzgar. Hoş, mülayim insan.
NEŞAT: Sevinç, neşe, şenlik, keyif.
NEŞET: Meydana gelme, gelişme. Kaynak olma, bir mecradan çıkış.
NEŞİD: Manzum şiir. Atasözü derecesinde kullanılan meşhur beyit veya mısra.
NEVADİR: Az bulunan şeyler. .
NEVÂL: Talih, kısmet. Bahşiş, bağış. .
NEVFEL: Deniz. Sahabe isimlerindendir.
NEVREDDİN: Dinin ışığı, aydınlığı.
NEYYİR: Nurlu, parlak. Işıklı cisim. Güneş.
NEZİH: Temiz, pak.
NEZİHİ: Temizlik, saflık, incelikle ilgili.
NEZİR: Birini doğru yola (Sırat-ı Müstakime) yöneltmek için Allahın azabıyla gözdağı vererek korkutmak. (Fıkıhta) Adak, dilek, tahsis. Kendisini Allah yoluna adayan kişi. Kuranda 40 tan fazla yerde geçmektedir. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NEZZAM: Nizam veren düzenleyen.
NİMETULLAH: Allahın nimeti.
NİZAM: Dizi, sıra. Düzen, usul, tertip, yol, kaide. Kanunlar.
NİZAMİ: Usulüne uygun, terkipli, düzenli. Kanun ve nizama ait, onunla ilgili.
NUH: Nuh peygamber. Kuran-ı Kerimde ismi geçen 25 peygamberden baştan sırada gelen kişi. Zamanında Nuh tufanı olmuştur. Kuran-ı Kerim'de sure adıdır.
NUHAYLE: İrakta, Kufeye yakın bir mevki.
NUHİ: Nuha ait, Nuh ile ilgili. Pek eski.
NUMAN: Kan. Gelincik. Hanefi Mezhebinin imamı, Numan b. Sabit.
NURBAKİ: Sürekli aydınlık olan, nurlu sabah.
NUREDDİN: Dinin nuru, ışığı.
NURİ: Nura ait, nurla ilgili.
NURULLAH: Allahın nuru.
NUSRET: Yardım. Allahın yardımı. Zafer, muzafferiyet. Basan, üstünlük.
NUSRETTİN: Dinin yardım ettiği. Dinin başarılı temsilcisi.
NUTKİ: Söz, lakırdı, konuşma. Nutuk, söylev, söyleyen.
NÜZHET: Neşe, eğlence, eğlence yerlerini seyredip gezme. Sevinç, ferahlık.

Arapça Anlamı Güzel N Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel N Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri
En Güzel Manalı N Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Arapça olan kız isimlerinin Türkçe anlamı manası nedir aşağıda listelenmiştir. Günümüzde yeni doğan kız bebeklere dini açıdan daha çok tercih edilen kız bebek isimleri konmaktadır. N harfiyle başlayan kız bebek arapça isimleri ve anlamları...

Kız Bebekler İçin N Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
NAİME: Güzel zarif kadın. Nazlı büyütülmüş kadın.
NAİRE: Ateş, alev, sıcaklık.
NÂDİRE: Seyrek, az, ender bulunur.
NACİYE: Necat bulan, kurtulan, selamete kavuşan. Cehennemden kurtulmuş, cennetlik.
NABİA: Yerden çıkıp fışkıran, kaynayan, akan.
NABİYE: Ulu, şerefli kimse. Sonradan şair olan kimse. Haberci, haber veren.
NADİME: Pişmanlık duyan, pişman. Tevbe eden.
NADİYE: Bağırıp, çağıran, seslenen. Toplantı, meclis.
NAFİZE: Delen, delip geçen. İçeriye giren, işleyen. Tesir eden, sözü geçen.
NAĞME: Ahenk güzel ses.
NAHİRE: Ayın ilk günü ya da son gecesi.
NAİBE: Vekil, birinin yerine geçen.
NAİLE: Muradına eren, ermiş, ele geçiren.
NAKİBE: İnsan ruhu. Akıl.
NAKİYE: Temiz, pak. Çok ince, çok güzel, zarif.
NAKŞİDİL: Gönül resmi, gönül süsü.
NAMIKA: Yazıcı, katip, yazar
NAMİYE: Olma, yerden bitme kuvvetli, gelişme yetişme.
NÂSIHA: Nasihat eden, öğüt veren. Nasıh-ı Emin: Hz. Nuh (a.s.).
NASİBE: Dikili taş. Yollara nişan için dikilen taş.
NÂŞİDE: Şiir okuyan, şiir söyleyen, şiir yazan.
NATIKA: Söyleyen konuşan. Düşünen. Bildiren, bildirici.
NÂZIME: Tanzim eden, düzenleyen. Sıra sıra, dizi dizi olan şey.
NAZİFE: Temiz, pak, nazik, zarif ve şık giyimli.
NAZİLE: Yukardan aşağıya inen. Bir yere konan, bir yerde konaklayan.
NAZİRE: Örnek karşılık. Manzum eserde ayrı vezin ve kafiyede benzer olma hali.
NAZMİYE: Dizme, tertib etme, sıraya koyma. Sıra, tertip. Vezinli, kafiyeli söz.
NAZRA: Bir tek bakış.
NAZRET: Tazelik. Bakma, bakış. İdare, reislik. Nazırlık.
NEBA: Haber.
NEBÂHAT: Şan, şeref, onur. Şan, şeref sahibi.
NEBÂLET: Zekilik. Büyüklük, ululuk. Cömertlik.
NEBİHE: Namlı, şerefli.
NEBİLE: Yüksek meziyet ve onur sahibi. Akıllı, anlayışlı. Bilgili, faziletli.
NECİBE: Soyu sopu temiz pak olan kimse. Asilzade, kıymetli, üstün. Güzel ahlak sahibi.
NECİLE: Soylu, soyu sopu temiz, kişizade. Asıl.
NECLA: Çocuk, evlat. Kuşak, soy, nesil.
NECMİYE: Yıldızla ilgili. Dinin yıldızı.
NECVE: Tümsek ve yüksek yer.
NEDA: Çiğ, nem rutubet,
NEDİME: Meclis arkadaşı, sohbet arkadaşı. Büyükleri fıkra ve hikayeleri ile eğlendiren. Güzel hikayeler anlatan, tatlı konuşan. Zengin veya itibarlı bir kadının arkadaşı. Saray hayatında Sultan hanımlarının yardımcıları.
NEDRET: Azlık, seyreklik, az bulunurluk.
NEFASET: Nefislik, nefis olma hali. Kıymetlilik.
NEFİS: Çok hoş, hoşa giden, beğenilen.
NEFİSE: Pek hoş, çok hoşa giden, en güzel, çok beğenilen.
NEHÂR: Gündüz.
NEHİR: Akarsu, ırmak. Çok bol su.
NEHİRE:  Akarsu, ırmak. Çok bol su.
NEMA: Artma, çoğalma. Büyüme, uzanma. Faiz.
NEMİR: Tatlı su.
NESİBE: Soylu, soyu temiz baba.
NESİME: Hafif rüzgar. Hoş, mülayim insan.
NESLİ: Nesle ait, soya ait.
NEŞE: Neşe keyif, sevinç. Az sarhoşluk, çakırkeyif.
NEŞENUR: Işık saçan neşe, sevinç.
NEŞİDE: Manzum şiir. Atasözü derecesinde kullanılan meşhur beyit veya mısra.
NEŞVE: Sevinç.
NEVADİR: Az bulunan şeyler.
NEVÂL: Talih, kısmet. Bahşiş, bağış.
NEVİDE: İyi, sevinçli haber.
NEVİR: Parlaklık. Ağaç çiçeği.
NEVRA: Işıklı olma, parlaklık. Çiçek, özellikle beyaz çiçek.
NEVRİYE: Işıkla, parlaklıkla, aydınlıkla ilgili.
NEYYİRE: Nurlu, parlak. Işıklı cisim. Güneş.
NEZAFET: Temizlik, paklık.
NEZÂHAT: Temizlik, paklık. İncelik, rikkat.
NEZİHE: Temiz, pak.
NEZİRE: Birini doğru yola (Sırat-ı Müstakime) yöneltmek için Allahın azabıyla gözdağı vererek korkutmak. (Fıkıhta) Adak, dilek, tahsis. Kendisini Allah yoluna adayan kişi. Kuranda 40tan fazla yerde geçmektedir. Hz. Peygamberin isimlerinden.
NİDA: Çağırma, bağırma, seslenme. Ses verme.
NİHALE: Yeni yetişmiş, düzgün, fidan. Avcı, korkuluğu. Döşeme, döşenecek şey.
NİL: Çivit otu. Mısırdan geçen Akdenize dökülen meşhur nehir.
NİLAY: İki nil. Seyhan ve Ceyhan nehirleri. Fırat ve Dicle nehirleri.
NİLHAN: Nil havzası hanlarından.
NİMET: İyilik, lütuf, ihsan, bahşiş. Azık, yiyeceğe, içeceğe dair şeyler. Saadet, mutluluk.
NİMRE: Dişi kaplan.
NİSA: Kadınlar. Kuran-ı Kerimin suresi.
NUHBE: Herşeyin seçilmişi, seçkin, seçilmiş, aydınlanmış.
NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık, niran. Mekkedeki Hıra dağı. Işığın bir şeye yansımasından meydana gelen parlaklık. Zünnureyn: Hz. Peygamberin 2 kızıyla evlendiği için Hz. Osmana verilen unvan, onur sahibi. Kuran-ı Kerimde sure adı.
NURALEM: Evrenin nuru, alemi aydınlatan.
NURHİLAL: Işıklı ay
NURİNİSA: Nurlu kadın.
NURİYYE: Rufai tarikatı şubelerinden biri.
NURSABAH: Aydınlık sabah.
NURSEMA: Işıklı, aydınlık gökyüzü.
NURZER: Altın gibi parlak ışık, altın ışık.
NÜKHET: Nükteler, herkesin anlayamayacağı ince, zarif, manalı sözler. Koku.
NÜZHET:  Neşe, eğlence, eğlence yerlerini seyredip gezme. Sevinç, ferahlık.

12/13/2015

Kuvvetli Zeka İçin Okunan Etkili Dua Zeka Duası

  Hiç yorum yok
Kuvvetli Zeka İçin Okunan Etkili Dua Zeka Duası
Zeki Biri Olarak Yaşamak İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Zeka Hafıza Duası

Yüksek seviyede süper zeka denecek kadar zekanın kuvvetlenmesi için okunması tavsiye edilen dualardan Allah'ın Esmalarından El-Muhsî ismidir.
Zekanın kuvvetlenmesini sağlayan etkisi yüksek, tesirli dua El-Muhsî isminin okunması din konusunda bilgili kişilerce önerilmiştir.
Zekanın kuvvetlenmesi için El-Muhsî ismi usulüne uygun olarak gününde, saatinde, ve adedince okunması gerekmekte denmektedir.
El-Muhsî isminin sayı değeri nedir?El-Muhsî  ismi hangi günler okunur? El-Muhsî ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/12/2015

Kötü Kişinin Uzaklaştırılması İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Kötü Kişinin Uzaklaştırılması İçin Okunan Etkili Dua
Kötü Birini Kendinden Uzak Tutmak İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Kötü İnsandan Uzaklaşma Duası

Her kim kötü olduğuna inandığı birinin kendisinden uzaklaşmasını isterse, Allah'ın Esmalarından olan El-Muahhir ismini usulüne uygun olarak okuması önerilmiştir.
Kötü insanın uzaklaştırılması için El-Muahhir ismi, önerilen günde, önerilen saatinde ve önerilen sayıda usulüne uygun olarak okuması tavsiye edilmiş sonuç alınacağıda bildirilmiştir.

El-Muahhir isminin sayı değeri nedir? El-Muahhir ismi hangi günler okunur? El-Muahhir ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/10/2015

Kötü Alışkanlıklarından Kurtulmak İsteyenler İçin Okunan Etkili Dua

  Hiç yorum yok
Kötü Alışkanlıklarından Kurtulmak İsteyenler İçin Okunan Etkili Dua
Kötü Alışkanlıklardan Kurtulmaya Tesirli Dua

Tesirli Etkili Kötü Alışkanlıklardan Kurtulma Duası

Herhangi bir kötü alışkanlığı olanlar, bu kötü alışkanlıklarından kurtulmak veya kötü alışkanlıklarını bırakması için okunması tavsiye edilen dua, Allah'ın Esmalarından olan Er-Reşîd ismidir.
Usulüne uygun olarak adedince, gününde ve saatinde okunması uygun görülen Er-Reşîd isminin okunması ile kişinin kötü alışkanlıklarından uzaklaşacağı söylenmektedir.

Er-Reşîd isminin sayı değeri nedir? Er-Reşîd ismi hangi günler okunur? Er-Reşîd ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/09/2015

İşte Başarı İçin Okunan Etkili Dua İş Başarısı Duası

  Hiç yorum yok
İşte Başarı İçin Okunan Etkili Dua İş Başarısı Duası
Bütün İşlerde Başarılı Olmak İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Başarı Duası
İşlerinde başarıyı yakalamak ve bu abaşırının daim olmasını isteyenlere uzmanlarımızın tavsiye ettikleri dua, Kuşkusuz Allah'ın Esmalarından olan El-Muhyi ismidir. Ancak başarı amacı için okunması her zamanki gibi usulüne uygun, belirli sayıda, belli gününde ve belli saatinde okunması önerilmiştir.
El-Muhyi ismini tavsiye edilen günlerde, saatinde ve yine tavsiye edilen sayıca okunması gerekmektedir.

El-Muhyi isminin sayı değeri nedir? El-Muhyi ismi hangi günler okunur? El-Muhyi ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/08/2015

Neşeli Şen Olmak İçin Etkili Dua Neşe İçin Dua

  Hiç yorum yok
Neşeli Şen Olmak İçin Etkili Dua Neşe İçin Dua
Neşe Dolu Yaşamak Neşeli Olmak İçin Tesirli Dua

Tesirli Etkili Neşe Duası

Bazen isnan kendini mutsuz huzursuz ve bir hisseder. Oysaki çoğu kişiler neşeli şen biri olmak ister. Çünkü neşeli olan kişi çevresinede neşe verir.
Neşeli şen olmak için okunması tavsiye edilen dua, Allah'ın Esma'larından El-Hayy ismidir.
Din konusunda uzmanlarımız Neşe dolu yaşam sürmek isteyenlerin El-Hayy ismini usulüne uygun belli sayıda, belli günde ve belli satinde okunmasının uygun düşeceğini öğütlemişlerdir.
El-Hayy isminin sayı değeri nedir? El-Hayy ismi hangi günler okunur? El-Hayy ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

Enerjik Hareketli Olmak İçin Okunan Etkili Dua Enerji Duası

  Hiç yorum yok
Enerjik Hareketli Olmak İçin Okunan Etkili Dua Enerji Duası
Enerjili Yaşamak Enerjik Olmaya Tesirli Dua

Tesirli Etkili Enerji Duası

Hayat boyunca daima enerjik olmak için okunması tavsiye edilen dua, Allah'ın Esma'larından El-Hayy ismidir.
Din konusunda uzmanlarımız enerjik bir yaşam sürmek isteyenlerin El-Hayy ismini usulüne uygun belli sayıda, belli günde ve belli satinde okunmasının uygun düşeceğini öğütlemişlerdir.
El-Hayy isminin sayı değeri nedir? El-Hayy ismi hangi günler okunur? El-Hayy ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/07/2015

Üzüntülerden Kurtulmak İçin Okunan Etkili Dua Sıkıntı İçin Duası

  Hiç yorum yok
Üzüntülerden Kurtulmak İçin Okunan Etkili Dua Sıkıntı İçin Duası
Üzüntü ve Sıkıntı İçin Okunacak Tesirli Dua

Tesirli Etkili Sıkıntıdan Üzüntüden Kurtulma Duası
Üzüntü ve sıkıntılı olunan durumlarda etkisi kanıtlanmış olduğu söylenen dua, Allah'ın Esmalarından El-Hâlık ismidir. Tabiki etkili olabilmesi için belli sayısı, belli günü, belli saati var. Alimlerimiz El-Hâlık ismini sıkıntı ve üzüntünün geçmesi için okunması tavsiye edilen günde, sayıda, saatinde usulüne uygun olarak okumak gerektiğinin altının çizmişlerdir.
Üzüntü sıkıntı geçmesi için okumak isteyenler El-Hâlık ismini belli gününde, belli saatinde ve belli sayıda usulünce okumalıdırlar.
El-Hâlık isminin sayı değeri nedir? El-Hâlık ismi hangi günler okunur? El-Hâlık ismi kaç tane kaç adet okunur? Arama kutusunu kullanarak ulaşabilirsiniz.

12/05/2015

Arapça Anlamı Güzel M Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel M Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri
En Güzel Manalı M Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin M Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
MACİDE: - Şan ve şeref sahibi olan kimse. İyi ahlaklı. Ulu.
MARUFE: - Herkesçe bilinen tanınmış belli. Meşhur ünlü, Şeriatın emrettiği, uygun gördüğü.
MAĞFİRET: - Allahın kullarının günahlarını bağışlaması, örtmesi.
MASUME: - Suçsuz, kabahatsiz, günahsız, ismet sahibi, Saf, temiz. İmam-ı Rabbaninin oğlu, İmamiye mezhebinde günahsız sayılan ehl-i beyt mensubu.
MAHBUBE: - Muhabbet olunmuş, sevilmiş, sevilen.
MAHİRE: - Maharetli, hünerli, elinden iş gelir, becerikli.
MAHMUDE: - Bingör otu, sakmunya.
MAHMURE: - Sarhoşluğun verdiği sersemlik, Uyku basmış, ağırlaşmış, yan baygın göz.
MAHRA: -  Elverişli, uygun şey, Değerli kimse.
MAKRUN: - Ulaşmış, kavuşmuş, yakın
MAHSUNE: - Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş.
MANA: - Mana, anlam, İç, içyüzü, Rüya, düş.
MAİDE: -  Üzerinde yemek bulunan sofra. Yemek, şölen, Kuran-ı Kerimin 5. suresinin adı, İsa ve Havarilerine gökten inen sofra (Maide-i Mesih).
MANSURE: - Yardım olunmuş, Allahın yardımıyla galip, üstün gelmiş, Türk musikisinde bir düzen, Bir ney çeşidi.
MAİLE: - Bir yana eğilmiş, eğik, Hevesli, istekli, yetenekli. Taraflı, içten istekli, Andırır, benzer, Tutkun.
MANZURE: - Bakılan, nazar olunan. Gözde olan, beğenilen.
MAKBULE: - Kabul olunmuş, alınmış, alınan. Beğenilen, hoş karşılanan, geçer.
MAKSUDE: - Kasdolunan, istenilen şey, istek. Maksad, niyet, murat, Varılmak istenen yer.
MARİFET: -  Herkesin yapamadığı ustalık, herşeyde görülmeyen hususiyet, ustalıkla yapılmış olan şey, Bilme, biliş, Hoşa gitmeyen hareket, Vasıta aracı
MAKSUME: - Ayrılmış, bölünmüş. Kısmet. Rızk-ı Maksum; Allah tarafından takdir edilmiş rızık.
MÂRİYE: - Şenun adında birinin kızı olup hicretin 7. yılında kızkardeşi Şirin ile birlikte, Mukavkıs tarafından Hz. Muhammede (s.a.s) hediye edilen kıbti bir cariye. Hz. Peygamberin hanımlarından küçük yaşta ölen oğlu İbrahimin annesi.
MAKSURE: - Kasrolunmuş, kısaltılmış, kasılmış, Alıkonulmuş. Bir şeye ayrılmış.
MASUNE: - Korunmuş, korunan.
MAKULE: - Akla uygun bulunan. Akıl ile bilinir, akılla kanıtlanan. Oldukça akıllı, sözü akla yakın.
MAŞUKA: - Sevilen, sevilmiş.
MALİKE: - Mal sahibi olan kadın, Peri, su perisi.
MAVERA: - Ara, geri, bir şeyin ötesinde bulunan.
MEBDE: - Baş, başlangıç, ilke.
MEBHURE: -  Soluyan, soluğan, nefes darlığına yakalanmış olan.
MATUKE: - Azat olunmuş, özgürlüğü bağışlanmış.
MATLUBE: - İstenilen, aranılan, talep edilen şey.
MAVİYE: - Suya ait.
MECDİDE: - Rızkı bol, nasibi açık, bahtiyar.
MEBŞURE: - Yüzü beyaz, gösterişli güzel kadın.
MEBRURE: - Beğenilmiş, hayırlı, yararlı.
MEBRUKE: - Tebrike şayeste. Kullu.
MEBSUDE: - Açılmış, yayılmış. Uzun uzadıya anlatılan.
MECİDE: - Büyük ulu. Şan ve şeref sahibi.
MEDİDE: - Uzun, çok uzun süren.
MELAHAT: - Güzellik, yüz güzelliği.
MELDÂ: - Genç, körpe ve nazik.
MELEK: -  Allahın nurdan yarattığı varlıklar. Allahın emirlerine tam itaat eden varlıklar, Halim, selim güzel huylu kimse.
MELEKNUR: - Melek ismiyle aynı manaya gelir. Allahın nur­dan yarattığı varlıklar. Allahın emirlerine tam itaat eden varlıklar, Halim, selim güzel huylu kimse.
MELÂ: -  Doluluk, Topluluk, Ova.
MEKŞUFE: - Açılmış, açık. Bilinmez değil, keşfolunmuş.
MEKNUZE: - Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış.
MEKNUNE: - Saklı, gizli, iyice korunmuş.
MEKİNE: - Temekkün eden, oturan yerleşen, Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden olduğu söylenir. İktidar ve onur sahibi, Yer tutup oturan, yerleşmiş.
MEHDİYE: - Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. Doğru yolu tutan, Şiilere göre 12 imamın sonu.
MEFTUHA: - Açılmış, açık, Ele geçirilmiş.
MEFRUZA: - Farz olunmuş, varsayılmış.
MEFHARET: - İftihar duyma, övünme.
MEDİHA: - Methetmeye, övmeye sebeb olan şey, övme mevzuu.
MEDİNE: - Arabistanda bir şehir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehir. Hacıların Mekkeden sonra ziyaret ettikleri şehir.
MEFKURE: - Ülkü, ideal.
MEFTUNE: - Fitneye düşmüş, sihirlenmiş, Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış.
MERGUBE: - İstenilen, sevilen, Herkes tarafından sevilip aranılan.
MERAM: - Arzu istek. İçten tasarlanan niyet.
MENZURE: - Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş.
MENŞURE: - Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış.
MENSURE: - Saçılmış, dağılmış. Ölçüsüz, uyaksız, manzum olmayan söz.
MEMNUNE: - Minnet altında bulunan, Sevinmiş, sevinçli. Razı hoşnut. Sevinmiş, sevinçli.
MEMDUHA: - Övülmüş, övülecek.
MEMDUDE: - Uzatılan.
MELİKE: - Kadın hüküm­dar. Hükümdar karısı.
MELİHA: - Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
MELHUZA: - Umulur, beklenir.
MEVA: - Sığınılacak yer, yurt, mesken.
METHİYE: - Birini övmek maksadıyla yazılmış eser, kaide.
MEŞKURE: - Beğenilmiş, övülmüş. Teşekkür edilmeye değer olan.
MEŞHURE: - Ünlü, argın, tanınmış.
MESUDE: - Saadetli, bahtlı, bahtiyar, kutlu.
MESRURE: - Sevinçli, memnun, sevinmiş meramına ermiş.
MESERRET: - Sevinçler. Şenlik, sevinç.
MERZUKA: - Rızıklandırılmış, rızık verilmiş.
MERVE: - Mekkede bir dağın adı olup hacılar, Merve ile Safa arasında Say ederler yani 7 defa gidip gelirler.
MERSA: - Liman.
MİRAT: -  Ayna, Meşhur bir çeşit lali.
MİNA: -  Camın ana maddesi, Liman, iskele, Gökyüzü.
MİHRİMAH: - Güneş ile ay.
MEZİYET: - Bir kişiyi başkalarından ayıran ve yücelten va­sıf, üstünlük, değerlilik yüksek karak­ter.
MEYSURE: - Kolaylanmış, kolaylaştırılmış şeyler.
MEYMUNE: - Uğurlu, bereketli, kutlu.. Hz. Peygamberin en son hanımı.
MEVZUNE: - Biçimli, yakışıklı, güzel.
MEVSUNNE: -  Bahar yağmuru yağmış toprak, Baştan aşağı süslü zırh.
MEVSİM: -  Yılın dört bö­lümünden biri, Dağlamak suretiyle damga vurmak.
MEVLUDE: - Yeni doğmuş çocuk, İhsanın doğduğu yer, Doğulan zaman. Hz. Muhammedin doğumunu anlatan manzum eser.
MEVHİBE: - Vergi, ihsan, bağış.
MEVEDDET: - Sevgi, muhabbet. Dostluk.
MEVCUDE: - Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan.
MUCİZE: - Hayran bırakan, olağanüstü olay. İnsan aklının alamayacağı.
MUCİDE: - Yaratıcı, Bir buluş ortaya çıkaran kimse.
MUCİBE: - İcabet eden, uyan. İcap eden, gereken, Sebeb olan, vesile teşkil eden.
MUBAHAT: - Günahı, sevabı olmayan, işlemesi ne haram, ne de helal olan (mubah).
MUAZZEZ: - Korunan, sığınan, Çok aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, kıymetli, muhterem, sevgili. Muaz b. Cebel, sahabeden. Taziz edilmiş, izzetlendirilmiş. İzzet ve şeref sahibi. İkram ve izaz olunan, ağırlanan, hürmetle, saygı ile kabul olunan. Kıymetli, değerli, aziz.
MUARRA: - Çıplak, soyulmuş. An, temizlenmiş.
MUALLA: -  Yüce, yüksek, Makamı, rütbesi yüksek, Bir yazı stili.
MURADİYE: - Arzu, istek, dilek. Maksat meram.
MUNİSE: - Ünsiyetli alışılan, yadırganmaz, alışılmış. Cana yakın sevimli. İnsandan kaçmayan.
MUKMİRE: - Ay ışıklı, mehtaplı.
MUKİME: - İkamet eden, oturan. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden olduğu söylenir.
MUKBİLE: - İkballi, kutlu, mutlu, bahtiyar, mesud.
MUKADDES: - Takdis edilmiş, mübarek kutsal temiz. Mübarek, kutsal kitaplar, Kuran, Tevrat, Zebur, İncil
MUKADDER: - Takdir olunmuş, kıymeti biçilmiş, kadri değeri bilinmiş, beğenilmiş, Yazılı, yazılıp belirlenmiş ilahi taktir, Yazılı olmayıp sözün gelişinden anlaşılan. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden olduğu söylenir.
MUİNE: - Yardımcı. Çırak.
MUHTEREM: - İhtiram olunmuş. Saygıdeğer, sayılan.
MUHSİNE: - İhsan eden, iyilikte, bağışta bulunan.
MUHLİSE: - Halis, katıksız. Dostluğu, samimiliği ve her hali içten gönülden olan.
MUHİBE: - Seven, sevgi besleyen, dost, Tutkan, yer, Bir tarikata intisap etmemekle birlikte yakınlığı olan.
MUHABBET: -  Sevme, sevgi, Dostluk. Dostça konuşma.
MÜBECCEL: - Yücelmiş, saygı gösterilmiş yüce, ulu.
MÜBAREKE: - Bereketli, feyizli. Uğurlu, hayırlı, kutlu, mutlu, Beğenilen, sevilen, kızılan şaşılan kimse. Bir şey hakkında sözleşme.
MÜBAHAT: - Övünme, iftihar etme.
MÜMİNE: - İman etmiş, İslam dinine inanmış, müslüman.
MUTİA: - İtaat eden, baş eğen, veren. Tabi, bağlı, Rahat ve uslu.
MUTENA: -  Özenle dikkatle seçilmiş, Önemli, seçkin, Az bulunur.
MUTEBER: -  İtibarlı, hatırı sayılır, saygın, İnanılır, güvenilir, Yürürlükte olan geçer.
MUTALLA: - Yaldızlanmış, yaldızlı.
MÜNEVVER: - Tenvir edilmiş, nurlandırılmış, aydınlatılmış, ışıklı. Aydın.
MÜLHİME: - İlham veren, içe doğduran, esinlendiren.
MÜKRİME: - İkramcı, ikram eden, ağırlayan-ağırlayıcı, misafirperver.
MÜKERREM: - Muhterem, aziz sayın, saygıdeğer, sayılan, onurlandıran, hürmet ve tazime erişmiş.
MÜKÂFAT: - Ödül. Değerlendirici, sevindirici davranış.
MÜHİBE: - Heybetli, korkunç, korkutan, Tehlikeli ve saygı uyandıran.
MÜFİDE: - İfade eden, anlatan, manalı, Faydalı.
MÜFAHİRE: - Fahreden, övünen.
MÜESSER: - Kendisine bir şey tesir etmiş olan.
MÜDRİKE: - İdrak eden, anlayan, aklı ermiş.
MÜDEBBER: - Tedbir alınmış, düşünce ile hareket edilmiş.
MÜCD: - Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç.
MÜBİNE: - İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden ayıran, Açık anlaşılır, aşikar, belli, Kuranı Kerimi bazen de peygamber (s.a.s.) efendimizi vasfetmek için kullanılan kelimedir.
MÜCEDDET: - Yeni, henüz kullanılmamış.
MÜCELLA: - Parlatılmış, parlak, cilalı.
MÜCEVHER: -  Değerli süs eşyası
MÜSTENİRE: - Işıklı, parlak.
MÜSLİME: - İslam dininde olan.
MÜSEVVER: - Çevresine sur, duvar çevrilmiş korunmuş.
MÜRÜVVET: - İnsaniyet, mertlik, yiğitlik. Cömertlik, iyilikseverlik.
MÜRŞİDE: - Mürşid isminden türetilmişmiştir ve erkek ismi olan Mürşid ismiyle aynı manaya gelir. İrşad eden, doğru yolu gösteren kılavuz, Tarikat şeyhi. Gafletten uyandıran.
MÜRİDE: - İdare eden, emreden buyuran, Bir şeyhe bağlı olan kimse.
MÜREVVA: - Aklı, fikri, düşünüşü görünüşü sağlam.
MÜNİRE: - Nurlandıran, ışık veren, parlak, ziyalar, Kuranda peygambere ve ilahi kitaplara sıfat olarak kullanılan kelimedir.
MÜNİFE: - Yüksek, ulu, büyük, ali, yüksek, büyük hükümler.
MÜNİBE: - İnabe eden, asiliği, azgınlığı bırakarak Allaha yönelen, Güzel yağan, faydalı yararlı yağmur, Taze ve verimli bahar.
MÜSTESNA: - İstisna edilen, kural dışı bırakılmış, Bütün, Ayrı tutulan, ayrık, Benzerlerinden farklı
MÜŞERREF: - Şereflendirilmiş, kendisine şeref verilmiş, şerefli.
MÜZEYYEN: - Zinetlendirilmiş, süslenmiş, süslü.
MÜZEHHER: - Çiçekli, çiçeklenmiş, çiçek açmış.
MÜYESSER. - Kolayı bulunup yapılan, kolay gelen, kolaylıkla olan.
MÜVEDDET: - Sevgi, muhabbet, dostluk.
MÜŞFİKA: - Şefkatli, merhametli, acıyan, seven.

M Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
M Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe M Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

M Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
MACİD: - Şan ve şeref sahibi olan kimse, İyi ahlaklı, Ulu.
MAHBUB: - Muhabbet olunmuş, sevilmiş, sevilen, sevgili, Mahbub-i Hûda, Hz. Muhammed (s.a.s).
MAHFİ: - Gizli, saklı.
MAHFUZ: Korunmuş, gözetilmiş. Gizlenmiş, saklanmış.
MAHİN: - Hz. Peygamberin isimleri
MAHİR: - Maharetli, hünerli, elinden iş gelir, becerikli.
MAHMUD: - Hamd olunmuş, sena edilmiş, övülmeye değer. Makam-ı Mahmud: Hz. Muhammedin en büyük şefaat makamı, cennet.
MAHMUR: - Sarhoşluğun verdiği sersemlik, Uyku basmış, ağırlaşmış, yan baygın göz.
MAHŞER: - Huy, tabiat.
MAHSUN: - Güçlendirilmiş, güçlü.
MAHSUT: - Hasat edilmiş, ekini biçilmiş. Biçilmiş ekin.
MAİL: - Bir yana eğilmiş, eğik, Hevesli, istekli, yetenekli. Taraflı, içten istekli, Andırır, benzer, Tutkun.
MAKAL: - Söz, lakırdı. Söyleme, söyleyiş.
MAKBUL: - Kabul olunmuş, alınmış, alınan, Beğenilen, hoş karşılanan, geçer.
MAKRUN: - Ulaşmış, kavuşmuş, yakın.
MAKSUD: - Kasdolunan, istenilen şey, istek. Maksad, niyet, murat, Varılmak istenen yer.
MAKSUM: - Ayrılmış, bölünmüş. Kısmet. Rızk-ı Maksum; Allah tarafından takdir edilmiş rızık.
MAKSUR: - Kasrolunmuş, kısaltılmış, kasılmış, Alıkonulmuş, Bir şeye ayrılmış.
MAKUL: - Akla uygun bulunan. Akıl ile bilinir, akılla kanıtlanan. Oldukça akıllı, sözü akla yakın.
MALUM: - Bilinen, belli. Herkesçe bilinen. Faili belli olan fiil.
MAMUR: - Bayındır, şenlikli, İmar edilmiş, işlenmiş yer, Beyt-i mamur: Kabe.
MANA: - Mana, anlam, İç, içyüzü, Rüya, düş.
MANSUR: - Yardım olunmuş, Allahın yardımıyla galip, üstün gelmiş, Bir ney çeşidi.
MANZUR: - Bakılan, nazar olunan, Gözde olan, beğenilen.
MARUF: - Herkesçe bilinen tanınmış belli. Meşhur ünlü, Şeriatın emrettiği, uygun gördüğü.
MASUM: - Suçsuz, kabahatsiz, günahsız, ismet sahibi, Saf, temiz. İmam-ı Rabbaninin oğlu.
MASUN: - Korunmuş, korunan.
MAŞUK: - Sevilen, sevilmiş.
MATLUB: - İstenilen, aranılan, talep edilen şey.
MATUK: - Azat olunmuş, özgürlüğü bağışlanmış.
MAUN: - Zekat, Kuran-ı Kerimin 107. suresi.
MAVERA: - Ara, geri, bir şeyin ötesinde bulunan.
MAZHAR: - Bir şeyin göründüğü çıktığı yer, Nail olma, şereflenme, Bazı tekkelerde oturarak uyurken dayanılan kısa değerde, Bir çeşit tef.
MAZLUM: - Zulüm görmüş, Halim, selim, sakin, sessiz.
MAZMUN: - Borçluluk, kefalet, Ödenmesi gereken şey.
MAZYAR: - Taberistandaki Karini hükümdarlarının sonuncusu.
MEBDE: - Baş, başlangıç, ilke.
MEBHUR: - Soluyan, soluğan, nefes darlığına yakalanmış olan.
MEBRUK: - Tebrike şayeste. Kullu.
MEBRUR: - Beğenilmiş, hayırlı, yararlı.
MEBSUT: - Açılmış, yayılmış. Uzun uzadıya anlatılan.
MECDİ: - Rızkı bol, nasibi açık, bahtiyar.
MECİD: - Çok ulu, yüce, şan ve şeref sahibi. Allahın sıfatlarından. Abdülmecid, Allahın (Mecidin) kulu..
MECİDDİN: - Dinin ululuğu, büyüklüğü.
MECNUN: - Cin tutmuş, cinlenmiş, Delice seven, tutkun. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı.
MECUT: - Talihi açık, mutlu, şanslı kimse.
MEDUV: - Davet olunmuş, çağırılmış, davetli. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerindendir.
MEDİD: - Uzun, çok uzun süren.
MEDİH: - Methetmeye, övmeye sebeb olan şey, övme mevzuu.
MEFHAR: - Övünme. Övünmeye sebeb olan, güvenmeyi gerektiren. Mefhar-i kainat: Muhammed (s.a.s).
MEFRUZ: - Farz olunmuş, varsayılmış.
MEFTUH: - Açılmış, açık, Ele geçirilmiş.
MEFTUN: - Fitneye düşmüş, sihirlenmiş, Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış.
MEHDİ: - Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan, Doğru yolu tutan, Şiilere göre 12 imamın sonu.
MEHİB: - Heybetli, azametli, korkunç, Arslan.
MEKİN: - Temekkün eden, oturan yerleşen, Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MEKNUN: - Saklı, gizli, iyice korunmuş.
MEKNUZ: - Gömülü, Hazineye konulmuş, saklanmış.
MEKREMET: - Kerem, cömertlik, Saygı, ağırlama.
MELHUZ: - Umulur, beklenir.
MELİH: - Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
MELİK: - Padişah, hakan, hükümdar, Mal sahibi, Allahın isimlerinden, Melikşah: Sultan Sencerin babası olan büyük Selçuklu hükümdarı.
MELİKANBER: - Kudretli, nüfuzlu, Habeş köle. Melik ve anber isimlerinden birleşik isim.
MELİKSERVER: - Doğu Sultanı hükümdar.
MEMDUD: - Uzatılan.
MEMDUH: Övülmüş, övülecek.
MEMNUN: - Minnet altında bulunan, Sevinmiş, sevinçli. Razı hoşnut
MEMUN: - Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, sağlam.
MENSUR: - Saçılmış, dağılmış. Ölçüsüz, uyaksız, manzum olmayan söz.
MENŞUR: - Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış.
MENZUR: - Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş.
MERAHÂN: - Ferah, sevinç, Zayıf olma hali.
MERGUB: - İstenilen, sevilen, Herkes tarafından sevilip aranılan.
MERİH: - Dünyadan sonra güneşe en yakın olan gezegen.
MERVAN: - Emevi sülalesinin Mervan kolu.
MERZAT: - Rıza, hoşnutluk.
MERZUK: - Rızıklandırılmış, rızık verilmiş.
MESİH: - Üzerine yağ sürülmüş, Mesholunmuş, başka bir şekle girmiş olan, Acaip, tuhaf, Ölmek, Mesih: Hz. İsanın elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesi dolayısıyla kendisine isim olarak verilmiştir.
MESRUR: - Sevinçli, memnun, sevinmiş meramına ermiş.
MESUD: - Saadetli, bahtlı, bahtiyar, kutlu.
MEŞHED: - Bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer. İranda ziyaretgah olan meşhur şehir. Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MEŞHUR: - Ünlü, argın, tanınmış.
MEŞKUR: - Beğenilmiş, övülmüş. Teşekkür edilmeye değer olan.
METİN: - Metanetli, sağlam, dayanıklı, Özü, sözü doğru, sebatkar, itimat edilir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MEVCUD: - Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan.
MEVDUT: - Sevilmiş, sevilen. Gaznelilerin bir hükümdarı.
MEVLUD: - Yeni doğmuş çocuk, İhsanın doğduğu yer, Doğulan zaman. Hz. Muhammedin doğumunu anlatan manzum eser.
MEVSUL: - Hz. Peygamberin isimlerinden.
MEVZUN: - Biçimli, yakışıklı, güzel.
MEYMUN: - Uğurlu, bereketli, kutlu.
MEYSUR: - Kolaylanmış, kolaylaştırılmış şeyler.
MEZİD: - Artmış, artırılmış, büyümüş.
MİDHAT: - Övme.
MİFTAH: - Anahtar, Şifre cetveli, Dil öğrenirken yapılacak tercüme ve meselelerin halledilmiş şekillerini gösteren kitap, ayrıca Hz.Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MİKAİL: - Dört büyük melekten rızıkların taksimine memur melek.
MİKAT: - Tesbit edilen yer ve zaman, Mekke yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.
MİSBAH: - Aydınlatma cihazı, ışık çırağı. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.)in isimlerinden.
MİZAN: - Terazi, Sağlama.
MUADDAL: - Hz. Peygamberin isimlerinden
MUAMMER: - Ömür süren, yaşayan, yaşamış. .
MUAVİYE: - Emevi devletinin ilk hükümdarı olup Hind ve Ebu Süfyanın oğlu. Mekkede doğmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.)in kayınbiraderi ve vahiy katibidir.
MUAZ: - Korunan, sığınan, Çok aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, kıymetli, muhterem, sevgili. Muaz b. Cebel, sahabeden.
MUCİB: - İcabet eden, uyan. İcap eden, gereken, Sebeb olan, vesile teşkil eden.
MUCİD: - Yaratıcı, Bir buluş ortaya çıkaran kimse.
MUFADDAL: - Faziletli, fazileti çok adam.
MUHACİR: - Göç eden, göçmen.
MUHAFIZ: - Muhafaza eden, değiştirmeyen, koruyan. Bekçi.
MUHAMMED: - Birçok defalar hamdu sena olunmuş, tekrar tekrar övülmüş, Birçok güzel huylara sahip. Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerindendir. Dedesi Abdülmuttalib tarafından, gökte hak yerde halk övsün niyetiyle bu ad konulmuştur. Kuranda dört yerde zikredilmiştir.
MUHARREM: - Tahrim olunmuş, haram kılınmış, Kamer takviminin birinci ayı aşure ayı. Müslümanlıktan önce bu ayda savaşmak yasak olduğu için bu ad verilmiştir. Bu ayın ilk 10 gününde Kerbela vakasının yıldönümünde matem yapılır. 10. gününde aşure pişirilir.
MUHDİN: - Hz. Peygamberin isimlerinden
MUHİB: - Seven, sevgi besleyen, dost, Tutkan, yer, Bir tarikata intisap etmemekle birlikte yakınlığı olan.
MUHİDDİN: - Dini saran, çevreleyen.
MUHLİS: - Halis, katıksız. Dostluğu, samimiliği ve her hali içten gönülden olan.
MUHSİN: - İhsan eden, iyilikte, bağışta bulunan.
MUHTAR: - İhtiyar eden, seçilmiş, seçkin. Hareketinde serbest olan, istediği gibi davranan, dilediğini yapan, ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MUİD: - Öğretmen yardımcısı. Asistan.
MUİN: - Yardımcı. Çırak.
MUKADDEMUN: - Hz. Peygamberin isimlerinden
MUKAFFA: - Uyaklı, kafiyeli, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden
MUKBİL: - İkballi, kutlu, mutlu, bahtiyar, mesud.
MUKİM: - İkamet eden, oturan, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUKMİR: - Ay ışıklı, mehtaplı.
MUKTEDİR: - İktidarlı, gücü yeten, becerebilen. Ayrıca Allah'ın isimlerinden biridir.
MUKTEFİ: - İktifa eden, Ardı sıra izinden gidilmiş örnek olan, ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.)in isimlerinden.
MUNİS: - Ünsiyetli alışılan, yadırganmaz, alışılmış. Cana yakın sevimli. İnsandan kaçmayan.
MUNTEKA: - Hz. Peygamberin isimlerinden
MURAD: - Arzu, istek, dilek. Maksat meram.
MURATHAN: Murat ismiyle aynı anlama gelir. Arzu, istek, dilek. Maksat meram.
MURTAZA: - İrtiza edilmiş, beğenilmiş seçilmiş. Güzide, Allahın razı olduğu kişi, kendisinden razı olunan kişi, ayrıca Aliyyül-Murtaza: Hz. Alinin lakabı.
MUS´AB: - Zor. Güçlü, dayanıklı. Ashabdan ünlü şehid Musab b. Umeyrin adıdır.
MUSA: - Vasiyet edilmiş. Vasi nasbolunmuş, vasiyeti yerine getirmekle vazifelendirilmiş. Tavsiye olunmuş. Sina yarımadısında, Eymen vadisinde Tur dağında Allahın lütfuna mazhar olarak, kavmine on emir adı altında Allahın şeriatını bildiren peygamber. Büyük kitaplardan Tevrat ona indirilmiştir.
MUSADDIK: - Gerçekliğini ve geçerliliğini resmi yazı ile bildiren. Tasdik eden.
MUSLİH: - İslah eden, iyileştiren, düzeltici, arabulucu, Barıştıran. Bu kelime Kuranda birkaç defa zikredilmiştir.
MUSLİHİDDİN: - Dinin salahı için çalışan.
MUSTAFA: - Temizlenmiş, seçilmiş, güzide, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden olup Sad Suresi 47. ayette geçer.
MUTA: - İtaat olunan, boyun eğilen, başkalarının kendisine itaat ettikleri, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MUTAHHAR: - Takdir edilmiş, temizlenmiş, temiz. Temiz mübarek.
MUTARRA: - Çok taze, parlak.
MUTASIM: - İtisam eden, eliyle tutan, yapışan, Günahtan çekinen, Allahın ipine sımsıkı sarılan.
MUTİ: - İtaat eden, baş eğen, veren. Tabi, bağlı, Rahat ve uslu.
MUTTALİB: - Talepte bulunan, isteyen.
MUVAHHİD: - Allahın birliğine inanan. Allahtan başka hiçbir ilah ve kanun koyucu tanımayan, yalnız Allahtan gelen emirleri kabul eden.
MUVAKKAR: - Tevkir edilmiş, ağırlanmış, saygı gösterilmiş olan. Vakarlı, ağırbaşlı.
MUZAFFER: - Zafer, üstünlük kazanmış, üstün.
MUZİ: - Işık veren parlayan parlak.
MUZAM: - Bir şeyin en büyük kısmı.
MÜMİN: - İman etmiş, İslam dinine inanmış, müslüman.
MÜBAREK: - Bereketli, feyizli. Uğurlu, hayırlı, kutlu, mutlu, Beğenilen, sevilen, kızılan şaşılan kimse, bir şey hakkında sözleşme.
MÜBELLİĞ: - Tebliğ eden, haber veren bildiren, Büyük camilerde imamın söylediğini tekrarlayan kimse. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerindendir.
MÜBERRA: - Temize çıkmış aklanmış, müstesna, azade, arınmış,  Müberra ismi genellikle kız ismi olarak kullanılsada aslında erkek ismi olup Hz. Peygamberin isimlerindendir.
MÜBEŞŞİR: - Müjdeci, muştucu. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s)in isimlerinden.
MÜBİN: -  İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hayrı şerden ayıran, Açık anlaşılır, aşikar, belli, Kuranı Kerimi bazen de peygamber (s.a.s.)i vasfetmek için kullanılmıştır.
MÜBŞER: - İbşar olunmuş, müjdelenmiş, mübeşşer.
MÜBTEHİC: - Sevinçli, sevinmiş, memnun, mesrur, şad.
MÜCAB: - Kabul cevabı almış olan. Duası kabul olunan.
MÜCADELE: - Uğraşma, savaşma, çatışma, Kuran surelerinden birisinin adı.
MÜCAHİD: - Cihad eden, din düşmanlarıyla savaşan. Savaşan, uğraşan, savaşçı, Gayret eden, çok çalışan, Tasavvufta nefsine karşı gelerek kendini terbiye eden ve böylece manevi makamlara erişen kimse, derviş.
MÜCAHİDDİN: - Din savaşçısı, İslam askeri.
MÜCMEL: - Kısa ve az sözle anlatılmış, öz, özet.
MÜCTEBA: - Seçilmiş, seçkin. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜCTEHİD: - İctihad eden, gücü yettiği kadar çalışan. Ayet ve hadislerden şeri hükümler çıkaran din alimi İmam-ı Azam gibi.
MÜDAFİ: - Müdafaa eden, koruyan. Savunan, dayanan.
MÜDRİK: - İdrak eden, anlayan, aklı ermiş.
MÜEMMİL: - Temin edilmiş, sağlanmış, emniyete alınmış. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜEYYED: - Teyid edilmiş, kuvvetlendirilmiş, sağlam. Doğrulanmış. Yardım gören.
MÜFAHİR: - Övünen.
MÜFERREC: - Meydanı olan, geniş, Keder gideren.
MÜFERRİH: - Ferahlık veren, iç açan.
MÜFİD: - İfade eden, anlatan, manalı, Faydalı.
MÜFTEHİR: - İftihar eden, övünen. Şanlı, şerefli, Parasız işgören, fahri.
MÜHİB: - Heybetli, korkunç, korkutan, Tehlikeli ve saygı uyandıran.
MÜKAFİ: - Eşit, beraber.
MÜKREM: - Kerem ve şeref ile nitelenmiş olan.
MÜKREMİN: - İkram olunmuş, ağırlanmış.
MÜKRİM: - İkramcı, ikram eden, ağırlayan, ağırlayıcı, misafirperver.
MÜLAYİM: - Uygun, muvafık, Yumuşak huylu, yavaş kimse. Pekliği olmayan.
MÜLHİM: - İlham veren, içe doğduran, esinlendiren.
MÜLKET: - Ülke.
MÜLTEKA: - Kavuşma, buluşma, birleşme yeri.
MÜLTEMİ: - Parlayan, parıldayan.
MÜMTAZ: - İmtiyaz tanınmış, ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. Seçkin.
MÜNCİ: - İnca eden, kurtaran, halaskar. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜNİB: - İnabe eden, asiliği, azgınlığı bırakarak Allaha yönelen, Güzel yağan, faydalı yağmur, Taze ve verimli bahar.
MÜNİF: - Yüksek, ulu, büyük, ali, bülend, Yüksek, büyük hükümler.
MÜNŞİ: - İnşa eden, yapan. Yapısı, üslubu güzel olan, iyi katib.
MÜNTEHA: - Son, nihayet, uç, en son, akıbet.
MÜNZİR: - Akıbetinin kötülüğünü söyleyerek korkutan, Kafirleri ve münafıkları sapıklıklarından döndürmek için cehennem azabı ile korkutan. Rasulullah için kullanılmıştır. Birçok sahabe de bu ismi kullanmıştır.
MÜRİD: - İdare eden, emreden buyuran, Bir şeyhe bağlı olan kimse.
MÜRSEL: - Gönderilmiş yollanılmış. Şeriat sahibi peygamberler, Salıverilmiş suç, Bir yazı sitili. Ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜRŞİD: - İrşad eden, doğru yolu gösteren kılavuz, Tarikat şeyhi. Gafletten uyandıran.
MÜSLİM: - İslam dininde olan.
MÜSTAKİM: - Doğru, düz, dik. Temiz, namuslu.
MÜSTEBŞİR: - İstibşar eden, müjdeleyen, Müjde ile sevinen.
MÜSTECAB: - İsticabe edilmiş, kabul olunmuş.
MÜSTEKFİ: - Yetecek kadarını isteyen.
MÜSTENİR: - Işıklı, parlak.
MÜSTESNA: - İstisna edilen, kural dışı bırakılan, bırakılmış, Bütün, Ayrı tutulan, ayrık, Benzerlerinden baskın.
MÜSTEZIM: - İstizanı eden, büyük gören, büyük tutan, cömert, Kibirli, gururlu.
MÜŞERREF: - Şereflendirilmiş kendisine şeref verilmiş, şerefli.
MÜŞFİK: - Şefkatli, merhametli, acıyan, seven.
MÜŞTAK: - İştiyaklı, özleyen, göreceği gelen, can atan.
MÜŞTEHİR: - İştihar eden, şöhret bulan, meşhur.
MÜTEÂL: - Yüksek, yüce.
MÜTİM: - Tamamlayan, tamamlayıcı, tamamlamaya yarayan.
MUTTAKİ: - İttika eden, sakınan, çekinen. Allahtan korkan, abid, zahid, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜVELLÂ: - Bir davanın veya anlaşmazlığın halli, bir işin araştırılması konusuna şeriatça vazifelendirilmiş şahıs.
MÜZAHİR: - Zahir olan, arka çıkan, yardım eden, koruyan.
MÜZDÂD: - Ziyadeleşmiş, artmış, çoğalmış.
MÜZEKKİR: – Zikreden hatıra getiren anan, Zikreden ibadet eden, ayrıca Hz. Peygamberin isimlerinden.
MÜZEMMİL: - Bir şeye sarılmış sargılanmış, Kuran-ı Kerimde bir sure adı.